Hayatta bir numara nasıl olursunuz?

Hayatta bir numara nasıl olursunuz? I-Doğru yolun üzerine oturan şeytan.

De ki “Gökleri ve yeri, bölünme kanunu ile yaratan Allah’tan başkasını mı veli edineceğim? O, her şeye bakan ama bakıma ihtiyacı olmayandır.” De ki “Bana şu emir verildi: Müslümanların en önde geleni ol; sakın müşriklerden olma.” Enam6

Müslümanların yani Allah’a teslim olanların en önde geleni nasıl olursunuz? Bunun basit bir yolu var aslında, şimdi dikkat kesilin, nefesinizi tutun. işte geliyor reçete.. 

İblis dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.”
Allah’a teslim olanların en önde geleni olmanıza köstek olan doğru yolun üzerine oturan şeytanı oturduğu yerden önce hafifçe sonrada hızlıca sarsarak doğru yoldan kaldırmak. Toplamda iki hamle de tahtından indi. Tebrikler, doğru yolda engel kalmadı. Artık bir numara olma yolunda hedefe tam kilitlenerek ilerleyebilirsiniz.

Keşke bu kadar kolay olsaydı değil mi? Şişt şeytan çekil yolumdan beni oyalama. Maalesef bu kadar kolay değil, hiç kolay değil. Allah şeytanı hafife almıyor bize anlatırken nasıl kolay olsun?

Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.”

Dedi ki “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma; sana bir oyun oynarlar. Çünkü Şeytan insanın açık düşmanıdır.” 12/5

İtiraf ediyorum, bugüne kadar şeytanı çok hafife almışım. Onu sadece içimde vesvese veren bir ses, susturulması gereken, sürekli negatif şeyler ve bazen de uygunsuz düşünceler fısıldayan bir varlık olarak imgelemişim. Sanki o ses içimde hapismiş ama çok da zararı yokmuş bazende acınası bir varlıkmış gibi öyle gariban gariban takılan bir varlık... Bugün sizlerin huzurunda şeytana hakkını vereceğim ve başardığı bütün kurgular için birlikte tebrik edeceğiz, düşmanımızı bileceğiz ki onu yenebilelim. Onu hafife aldığımız için bizimle pinpon topu oynar gibi bir o yana bir yana sürükleye sürükleye cehennemin kapısına bırakmasına dur diyeceğiz. Bizi çok seven. sürekli destekleyen. daraldığımızda ferahlatan ve bizi her zaman affetmeye hazır olan yaratıcımızın eli üzerimizde olmasa işimiz çok daha zor. Ne zaman yanlışlara dalsak ve Allah Allah bu nasıl iş. burada benim işim ne, Rabbim! Ben kendimi kötü duruma soktum; suçumu ört, beni bağışla” 28/16 dediğimiz anda çok şefkatli Rabbimiz bize yeni bir patika, bir ferahlık kapısı açıyor. 

Bunu defalarca, ta ki aklıma kazınana kadar ve sizin de aklınıza kazınana kadar yazmak istiyorum. Şeytan’ı çok hafifi almışım, almışız. Sanmışım ki sadece bir sesten ibaretmiş. Sanmışım ki Kuran’da yazılanlar eski masallardan ibaret. ...Bunlar, olsa olsa eskilerin masallarıdır.” 6/25

Oysa ki öyle değilmiş. Yaşadığımız olaylarda gizlice, çaktırmadan oyun kuran, hamle yapanmış. Ona izin veren sadece gökyüzünde 70 milyar x trilyon yıldızın sahibi yüce Allah. Öyleyse o basite indirgenmiş bir iç ses nasıl olabilir? 
İblis dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” 
Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi.”
İblis süreyi aldı, izni kopardı. Şimdi içimizde bir köşeye çekilip öylece fıs fıs etti, bizi yanlışlara sevk etti bizde bazen irade gösterdik hayır dedik bazen de yanlışlara daldık çıktık. Bu kadar basit mi? Allah kuranı kerimde bizi defalarca şeytanla ilgili uyarıyor. Tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekiyor. 
Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder. Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet va’dediyor. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” 
Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz bütünüyle gerçektir; dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın o çok aldatan şeytan da sizi Allah ile aldatmasın. Şeytan size düşmandır; onu düşman bilin. O, taraftarlarını sadece alevli bir ateşin arkadaşı olmaya çağırır.” (Fatır 35/5-6).
Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?” “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?

Hiç düşünmüyor muydunuz? Hiç düşünmüyor muydunuz? Evet şeytanı düşman biliyordum ama kendi adıma söyleyeyim. bu kadar güçlü ve tehlikeli olduğunu düşünmüyordum. Hafife almamın bedelini de hep ödettirdi. Nasıl mı diyorsunuz? Allah’tan izinli olduğu üzere ve Allah onayladığı sürece kendisi de kurgu yaptığı için. Sanıyordum ki şeytan hep böyle eski kavimlerle, müşriklerle ya da benden başka herkesle meşgul ama bana sadece vesvese. Değilmiş. Çok daha gündelik olaylarda bizimle berabermiş. 
Diyelim ki bugün kendiniz için iyi bir şey yapmaya niyet ettiniz. Diyete başladınız. Kararlısınız. Güne başlıyorsunuz, o da ne iş arkadaşınız tatlı getirmiş. Şöyle kaymaklı tereyağlı, şerbeti bol, ağzınızın suyu aktı. dayanamadınız bir parça bir parça daha. Haliyle diyet yalan oldu, devam edememek üzere haftaya kaldı. Niyetiniz iyiydi aslında. Kendi sağlığınızı düşünmüştünüz. Ama bir şeyi atladınız. Diyete başlarken dışlanmış olan şeytanın kurgusundan muaf olmayı dilemeyi atladınız. Böylece siz bir niyet ettiniz, iyiye doğru bir adım attınız. Bir adımda sabotajcı şeytandan geldi. Sizin zaafınız olan noktadan kurdu sahneyi ve yakalandınız. Sadece tatlıyı ye. diyeti boz bir kereden bir şey olmaz gibisinden vesvese vermenin yanısıra asıl sahneyi de o kurguladı. Eğer dikkatlice düşünürseniz benzer şeyleri defalarca yaşamış olabilirsiniz. Senaryo tanıdık gelmiş olabilir. Yiyecek en kolay örnek olduğu için yiyecekten başladım. Kimin zayıf noktası var. şeytan onu tabiki aldığı izin üzere biliyor. Kadınlara zaaf olabilir, paraya, makama, şöhrete, gurura say say bitmez. Şeytan kurguda çok iyi olduğu için nabza göre şerbet veriyor. Bazıları buna içimizdeki sabotajcı da diyor. Bir işe başlarken Allah’a güvenip dayansak ve güven içerisinde şeytanın kurgusundan bizi uzak tutmasını istesek peki ne oluyor? Bu kez yine diyete başlıyoruz ancak bu kez bizim niyetimizi destekleyici olaylar olmaya başlıyor. Aynı iş arkadaşınız belki bu kez bitki çayı getiriyor, öğlen yemeğinde sevdiğiniz bir zeytinyağlı yemek çıkıyor karşınıza yani niyetiniz ve siz destekleniyorsunuz. Hani bilirsiniz, bazı insanların işleri hep rast gider, biz de ne şanslı diye düşünürüz. Aslında arkasını yaratıcının tam desteğini almıştır. Bazılarının da hep aksi, neye elini atsa kurur. Şimdi biliyorsunuz işleri kim baltalıyor. 
Kendimden bir örnekse 10 senedir sigara içmiyorum. Öncesinde 18 yıl içmiştim. Defalarca bırakmaya çalışmıştım. Biliyordum sağlığıma zararlı, bütçeme zararlı ama her seferinde pes ediyordum. Bir kez yine bıraktım. 10 gün sonra çok yakın bir arkadaşıma misafir oldum. Kahvenin yanında sigara uzattı. Bıraktım içmiyorum dedim. Aaa olmaz kahve sigarasız olmaz, yak bir tane dedi, yaktım ve devamı geldi. İyi bir şeye başlamışken yine baltalandım. Eskiden irademin burada devreye girip hayır içmeyeceğim demediği için zayıf iradeli olduğumu düşünüyordum. Şimdi ise sebebini bu olayı niye yaşadığımı biliyorum. Niyetim iyiydi ama yeterli değildi. Sonraları bir gün namazdan sonra esaslı dua etmeye başladım. Şeytan’ın kurgusu varsa tabi ki Allah’ın bizim için de desteği var. Müminler! Sabırlı davranarak ve namaz kılarak yardımı doğrudan (Allah'tan) isteyin! Allah sabredenlerin yanındadır. 2/53 bir gün namazdan sonra başladım Allah’ım biliyorsun bu sigarayı bırakmaya çalışıyorum, bir türlü bırakamıyorum. Bana yardım et, sen yardım edersen ben bundan kurtulurum gibi doğaçlama gelişine dua etmeye. Sonra zamanla bir gün soğukluk geldi sigaraya karşı, sonra bıraktım Allah’a şükür. 10 senedir de içmiyorum, daha önceki bırakma teşebbüslerinden farklı olarak içmek de istemiyor canım. Şimdi anlıyorum ki, direk Allah’ın yardımını talep ettiğimde artık kararımı destekleyici olaylar oluşmaya başladı. Artık aman yak bir tane, bir zevkimiz var o da sigara gibi baltalayıcı fikirleri duymaz oldum. Aksine sağlıklı yaşamanın güzel olduğu, sigara içen insanlardan çok sigara içmeyen insanlarla daha çok tanıştığımı falan gözlemledim.
Siz de şu an kendi hayatınızı bir an gözden geçirebilirsiniz ve neyi istediniz en çok ve tam olmaya yaklaşmışken bozuldu gitti, şanssız mı olduğunuzu düşündünüz bugüne kadar? Siz iyi niyetle adım attınız ama olaylar hiç de istediğiniz gibi gitmedi. Hep yenildiniz daha da yenildiniz mi?
Peki ne yapacağız?
Karşımızda her adımda bizi gözetleyen ve ayağımızı çeldirmek için tuzak kuran ve sürekli içimizde fıs fıs olumsuz düşüncelerle bizimle uğraşan bu kadar güçlü bir düşman varken ve üstelik bizim de elimiz bu kadar zayıfken yani imtihandayken nasıl bir de bir numara olacağız? 
Bu işin kolay olduğunu söylemiyorum. kolay olduğunu Allah da söylemiyor zaten. Sizi çetin bir imtihandan geçireceğim diyor, içinizdekileri ortaya koyuncaya kadar. 
Şurası bir gerçek ki içinizden mücadele (cihad) edenleri ve sabırlı davrananları bilinceye; haberlerinizi ortaya çıkarıncaya kadar sizi zorlu bir imtihandan geçireceğiz. 47/31
Biricik hayatınız var ve o çok değerli, üzerinde durulmaya değer. Herşeyden önce bu dünyada hayvan da olabilirdik, bitki de, taş da. ama bir şekilde insan olmuşuz. Değerimizi önce kendimiz bileceğiz, ancak şeytan aldığı izin üzere bizi değersiz hissettirmek üzere o kadar kurgu yapmış ki. En azından şu andan itibaren farkında olacağız. Bu iş hafife alınacak bir iş değil, ucunda sonsuz mutluluk ya da azap var. Sağlam duruşlu olacağız. İyi bir niyetimiz var. Başlamadan önce şeytanın kurgusundan muaf olmayı dileyeceğiz ve esaslı bir dua edeceğiz bütün ayrıntılarıyla, çünkü bizim atladığımız yeri şeytan kendi kurgusuyla dolduruyor. O kurgu yapabiliyorsa biz de yapabiliyoruz. Eskiler eksik dua etmeyin derlerdi. Bir evim olsun diyoruz, Allah’ım bize ev var. duamızı ettik. Evle iş bitiyor mu ya kalan? bu evde çiçekler, sıcak yemekler, mutlu muhabbetli insanlar, sağlıklı koşturan çocuklar, dua odası, hayırlı komşular, güvenli mahalle olmasın mı? Biz de kısa bir dua; ondan sonra şikayetler başlıyor, ev ufak, yan komşu çok gürültülü evde huzur yok… Yalnız şu da var, biz ne kadar ayrıntılı dua edersek edelim yaratıcının kurgusu gibi mükemmel yapamayız. O nedenle duadan sonra yaratıcıya atladığım, unuttuğum yerleri sen hayırla tamamla her yaptığını güzel yapmak sana mahsustur deyip, güvenle, tevekkülle fiziki dünyamızda başlayacak olaylara odaklanmalıyız. 
Hedefimize giden yolda en ufak şüphe uyandırıcı durumlarda uyanık olacağız, şeytanın kurgusu varsa bizim de bir sürü silahımız var, kutsal kitabımız var, namazımız var, duamız var. Allah’ın güzel isimleri var. 
Şeytanın, inanıp güvenen ve Rablerine dayananlar üzerinde bir üstünlüğü (gücü,yetkisi)olmaz. 16/99
De ki “Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım. Bunların çevremde olmalarından da sana sığınırım.”23-97/98
Geldik yazımızın sonuna, şimdi yine sizin huzurunuzda aslında bizi olmadığına inandıracak kadar kendini çok iyi gizleyen Şeytan’ı, çok başarılı bir düşman olduğu için tebrik ediyorum. Sezarın hakkı Sezara. Tebrikler, büyüksün! Biz insanları neredeyse cehenneme sürükleyen kurgularında çok başarılı oldun, aldığın izinle bizi gizli yerlerden gözetledin zayıf noktamıza göre vesvese verip, kurgularla ayağımıza çelme taktın. Her doğru işimizi baltalamaya çalıştın, her yanlış işimizde gaz verdin. Ama sana son sözüm, senden Büyük Allah var. Seninle mücadelemizde her zaman yanımızda olan, desteğini veren, bizi koruyucu meleklerle donatan ve her yanlış yaptığımızda tövbe etmemiz için müddet veren, bizi elçileriyle uyaran, yaptığımız yanlışı doğruyu içimize ilham eden çok şefkatli bir yaratıcımız var. 
Bizim; müslümanların yani Allah’a teslim olanların en önde geleni olmamızı engellemek için elinden geleni yapsan da değil mi ki biz bu dünyaya düştük demek ki zaten biz bu yola çıktık. Bu yolda ilerleyeceğiz. 
Gelecek sayıda Hayatta bir numara olma serisinde yazım devam edecek inşallah.
Dip not: Yazıyı buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Tabi ki bu yazıyı yazmamam için de vesvese geldi. İçimdeki sabotajcı yazma, saçma bu konu,seninle alay edecekler deyip vazgeçmemi telkin etti. Sonra fiziki ortamda  internete bağlanamadım, tam yazmaya başladım dikkatimi dağıttı. Ama artık içimdeki sabotajcıyı tanıdığım için bir euzu besmele çekip yazıya devam ettim. Sevgilerle kalın.  





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendi İşimi kuruyorum

Parayla aranız nasıl?