Zaman ve Mesafe-Bir varmis bir yokmus, saatler durmus, mesafeler aradan kalkmis.

 

Zaman ve Mesafe -  Bir varmis bir yokmus, saatler durmus, mesafeler aradan kalkmis.

Kovulmus seytanin serriden Allah`a siginirim ikrami sonsuz iyiligi bol Allah`in adiyla baslarim.


Kuran’i Kerimde bol bol adi gecen, insanligin yasaminda onemli yer tutan zaman ve mesafe hakkinda sizleri birlikte dusunmeye davet ediyorum.





 Olaylari olusturan hareketlerimizi olus sirasina gore siralamayla aktarabilmek icin gecmis hareketlerden su ana ve sonra gelecege dogru, gunes ve ay yardimiyla gunes sistemimiz icin olusturulan semaya zaman diyebiliriz. Aristoteles  “Zaman, hareketin sayısıdır” demis. Zaman hareket sayaci ve siralayicisidir da diyebiliriz.


“Güneşi ziyâ, Ay’ı nûr yapan O’dur. Yılların sayısını ve hesabı bilesiniz diye onu menzil-menzil ölçülendirmiştir. Allah’ın yarattığı şeyler, gerçeğin kendisinden başka birşey değildir.Allah onu gerçek varlık olarak yaratmıştır. Allah, âyetlerini bilen bir topluluk için açıklar.”(10/5)


Bir belgeselde ay ve gunes kayboluyor, dunya uzayda karanlikta kaliyordu, ilk ortadan kalkan    yillar, mevsimler, aylar, gece ve gunduz kavramlari gibi bu gezegenlerin hareketlerine bagli olcu kavramlari da yok oluyordu. Insan dunya uzerinde var oluyor, yasamaya devam ediyordu. Dunyaya disaridan bakabilen biri oradan oraya hareket insan toplulugu gozlemliyordu, tipki bizlerin karinca topluluklarini oradan oraya kostururken gordugumuz gibi.


Yuce Rabbimiz yillarin hesabini bilelim diye menzil menzil olculendirdigini bildiriyor, ay ve gunesin ortadan kalkmasiyla durumunda hesabini yapabilecegimiz bir yil kalmiyor, gece gunduz yok.  Bir an dusunelim, bir arkadasimiza bir yaptigimiz eylemi anlatacagiz, iki gun once bu gomlegi aldim dunya gun olcusu kalmadi, peki olaylarin olus sirasini karsimizdaki insana nasil anlatacagiz? Olaylari olus sirasina gore hizalayacagimiz zaman denen olcu birimi olmazsa hangi olayin once hangi olayin sonra oldugunu olus sirasiyla nasil aktaracagiz. Butun insanligin  kullanabilecegi, karsimizdaki insana yaptigimiz hareketlerin olus siralamasini aktarabilmek icin elimizde bir olcut kalmadi. Bu durumda herkesin anlayabilecegi saatleri, aylari, yillari herseyi kapsayan yeni bir olcut icat ederdik, belki insanligin ortak yetisi nefes alma sayimizi kullanirdik, Bir anligina nefes uzerinden yeni bir duzen kuralim. Dunya gununde yaklasik 20.000 nefes aliyoruz, ne derdik ben 60.000 nefes once is gorusmesi yaptim, 120.000 nefes sonra beni haberdar edecekler. 5000 nefes sonra sofra hazir. 220.000 once soyledigin soz canimi incitti, 10000 nefes once aklima geldi, yine uzuluyorum, seninle paylasayim istedim.

Cok eski zamandan beri insanlar zamani olcmek icin aletler gelistirmisler


Kac yasindasiniz sorusu kac nefes once dogdunuza donusur? 50 yasindaysaniz 365 milyon nefes once dogdum. 600Bin nefes sonra tatile gidecegim, ezan okundu mu? Hayir 3000 nefes sonra.  Seni dugunume davet etmek istiyorum, 400 bin nefes once biriyle tanismistim, 200 bin nefes once ailesiyle tanistirdi 800bin nefes sonra dugunumuz olacak. Seni de bekliyorum. Yaklasik ne kadar omrunuz kaldi?   5.000.000 nefes… bir anda bildigimiz butun kavramlar yerle bir oldu yillarin hesabi yok, gece yok, sabah yok, gunduz… ibadetleri belki her bir 10.000 nefesde bir tekrar ederdik, su anki ibadetler dunya duzenine gore, gunesten once, gunes tepeye dogru, gunes asagi dogru, gunes battigunda yildizlar cikana kadar, oruc belli ayda, hac belli gunde. Yeni nefes duzeninde ise sadece nefes sayisi araligi kadar.


Dogdugumuzda dunyamizi hazir bulduk. Kurallari kosullari belliydi o kadar kaniksamisiz ki boyle olmasina baska bir olcu dusunmeye kalkinca zihin allak bullak oluyor. Benzer olarak Kuran`i Kerimde zaman kavramiyla ilgili baska olculer yazilinca bazilari Kuran`Kerim’in tutarsiz oldugunu iddia ediyor, gercekten oyle mi? Yoksa Kuran’i Kerimde bahsi gecen bin yillik gunler, 50 bin yillik gunler bizi bambaska ufuklara goturmek icin mi?


Gerçekten, senin Rabbinin Katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. Hac 47


Burada bildigimiz dunya gun duzeninden farkli bir duzene isaret ediliyor.


Buradan iki sey anlasilabilir, insanlik tarihindeki 1000 yilda yani 140 trilyon nefeste gerceklesen olaylar, hareketler orada bir gunluk dilim icinde gerceklesiyor diye dusunebiliriz.


Bizim beynimiz yaklasik  1.4 kg ve 15000 nefeslik olaylari islemek icin 5000 nefeslik uyuma zorunlulugumuz var. Bin yillik tarihi ise ana olaylariyla bilebiliyoruz. Rabbimizin katindaki varliklarin bir gunde 1000 yillik tarihi isleme kapasiteleri var ki bir gun onlarda bu sekilde tutuluyor, beyin olarak bizden ne kadar gelismis olduklari anlasilabilir diye bir dusunce ortaya atabiliriz


“Süresi elli bin yıl olan bir günde /zaman diliminde melekler ruhlarla birlikte ona yükselir. Mearic 4


1 gun 1000 yil uzunlugundaydi, simdi de 50000 yil uzunlugunda. Bu ayette gun sistemi 50000 yili kapsayacak sekilde kurulmus ve yine anlayabilmemiz icin dunya yilina gonderme var, Bir kamerî yılın uzunluğu bazen 354 bazen de 355 gündür. Ortalaması 354,5 gün eder. Allah’a göre bir gün, bize göre bin yıl (Hac 22/47, Secde 32/5) olduğu için Allah’a göre bir yıl, bize göre 354.500 yıl eder bunu da 50.000 yila cevirirsek 354 trilyon nefes uzaklikta melekler ruhlarla birlikte ona yukselir. Ayrica buradaki varliklarin bir gunde 50.000 yil icinde olmus olan olaylari tutabilecek kapasitede olduklarini varsayabilir, gelismislik ozelliklerini hayal edebiliriz.


Bu gun kavramlari arasinda kiyas yaparsak, bizim ortalama 70 sene/510 milyon nefes, 50000 yillik bir gun. 354Trilyon nefeslik bir gun icinde sadece gunduzun bir kismi kalmis gibi olmus oluyor. “Onları bir araya toplayacağı gün sanki dünyada sadece, gündüz vakti tanışmayla geçen bir süre kadar kalmış gibi olurlar. Allah’ın huzuruna varma konusunda yalana sarılanlar kaybetmişlerdir`


Insan omru, ortalama 456 milyar nefes, bu bin yillik gun sisteminde  0.000616438  yapar, 50000 yillik dongude  ise 0.0000123287 olcude yapar.  Boylece hep bahsedilen dunyada ne kadar kisa kaldigimizi matematiksel olarak da kiyaslamis olabiliyoruz.


Zamanda yolculuk mumkun mu? Gecmise mi gidelim gelecege mi? Hareketlerimize geri mi donelim, olmasi karara gecen hareketler henuz yaratilmadan olayları ileri mi saralim?


Zamanda yolculuk yapilabilir mi Gecmise ya da gelecege seyahat mumkun mu? gecmisimizi gozlemleyebiliriz, cunku her bir sesimiz ve goruntumuz uzaya yayiliyor uygun aliciyla goruntuye ve sese donusebilir. Peki, gecmisteki bir olayi degistirebilir miyiz? Sadece gozlemci olabildigimiz icin nasil ki film seyrederken icine girip senaryoyu degistiremiyorsak, gecmisi gorsek de duysak da o anki hareketimizi degistiremeyecegimizi varsayalim ki dogrusunu Allah bilir.  Uzayda yakaladigimiz goruntu ve sesin bagi dunyadaki olaylarla direk bagi oluyor. Zamani 1 saniye / 1nefes bile geriye almaya kalksak dunyadaki bir saniye icinde olan tum hareketleri geri almamiz gerekiyor. Ancak gecmiste yapmis oldugumuz herhangi bir davranisdan bugun vazgecersek, hem o hareketi hic islememis gibi bagislanma imkanimiz var hem de bugunden itibaren o kotu hareketimizin tetikledigi hareketlerin bugun bu kararimiza gore yeniden sekillenme imkani var. Oyleyse hangi gelecege gidecegimize belki 100 bin nefes once yaptigimiz kotu bir hareketten su anda af dileyerek daha hayirli bir gelecege erismek gibi elimizde bir super bir imkan var. Hep dedikleri gibi ne gecmis ne gelecek var, sonsuz bir su an var, hersey su anda gerceklesiyor, domino taslari gibi tercihlerimiz sonucu isledigimiz hareketlerimize gore kirilmalari su an yasiyoruz, gelecekteki kirilmayi degistirmek icinse gecmiste isledigimiz hareketlerimizden af dilememiz, iyiyi secmemiz ve dua etmemiz daha iyi bir gelecege dogru domino taslarinin yonunu degistirebilir.







Insan bir her bir hareketi yapinca namaz vakti gecmeden af dilemimiz ogutlenir cunku artik olaylar ona gore kirilacaktir, o nedenle bir muddet verilerek af dilememiz veya hatamizdan donmemiz beklenir. Ayni hatada israr edip defalarca tekrar edersek artik onun sonuclari hayatimizda yer almaya baslar, Ta ki olum gelmeden son nefese ulasmadan Rabbim ben kendime zulmettim, beni bagisla diyebilelim.


 


Zamanda yolculuk yapan var mi?


Kehf suresinde bahsi gecen bir kac genc magarada senelerce kalmislardi. Onlar kulaklari uzerinde yatarken diger insanlar durmaksizin hareketlerine devam etmislerdi. Onlar uyaninca yeni bir gerceklige zihinsel olarak uyumlanmaya calistilar, tipki gunumuzde komada 20 sene kalan bir insan uyandiginda 20 senelik hareketlere uyumlanmaya calistigi icin bir anlamda zamanda yolculuk yapmis oldu. Komada hareketsiz uyurken diger insanlar hareketlerine devam ettiler. Cep telefonu icat oldu, internet icat oldu. Goruntulu konusmak bizler icin siradan olmusken onun icin mucize gibi bir sey oldu. Daha da hayatimizdan orneklersek, aksam uyudugumuzda sabaha hepimiz zamanda yolculuk ederek uyanmis olmuyor muyuz.? Biz hareketsiz uyurken, Amerika`da insanlar hareketteler. Uyaninca 8 saatlik zamanda yolculuk yapmis oluyoruz bir bakima.


`Bir zamanlar birkaç genç mağaraya sığınmış ve şöyle demişlerdi: "Rabbimiz! Bize katından bir ikramda bulun ve bu işimizde başarıya ulaşmamızın şartlarını oluştur!  


Biz de bunun üzerine o mağarada onların kulaklarını nice yıllar tıkalı tuttuk /onları derin bir uykuya daldırdık. Sonra onları uyandırdık ki kaldıkları süreyi, iki taraftan  hangisinin doğru tespit ettiğini bilelim.Kehf 11..13`  



 


Belkis`in tahti nasil geldi ? Kuran`da mesafe kavramini tefekkur ediyoruz.


İnsanı biz yarattık; nefsinin ona neler fısıldadığını biliriz. Biz ona sinir uçlarından daha yakınız.


Melekler ve Ruhlar ona ulasincaya kadar 354 trilyon nefeslik bir yol katederken, Yaradanin bize sinir uclarimizdan yakin olmasi mesafenin de biz insanlar icin oldugunu dusundurtuyor.


Yaradan icin mesafe kavrami olmamasini suna benzetiyorum, sesimizi bir ulkeden bir ulkeye iletmek uydu sayesinde saniyelere yani 5 – 10 nefes sayisina kadar geriledi, ucaklar sayesinde fiziki bedenimiz yurume mesafemizle atacagimiz adim saysak Istanbul Londra arasi 3000 km, adim sayarsak yaklasik 4500.000 her bir adimda bir nefes sayisina cevirirsek Londra istikametine yurusek  4500000 nefes sonra orada oluruz, dunya gunune cevirisek 4500000/20.000=25 gun yapar, yani 4milyonluk nefeslik bir mesafeyi 4500 nefes sayisina dusurdu.


Süleyman dedi ki: “Ey ileri gelenler! Onlar teslim olmuş bir şekilde bana gelmeden önce hanginiz o kadının tahtını bana getirir?”


Cinlerden bir ifrit dedi ki: “Sen makamından kalkana kadar onu sana getiririm. Bu konuda kesinlikle güçlü, güvenilir biriyim.”


“Kitaptan bilgisi olan kişi ise dedi ki: “Sen gözünü açıp kapayıncaya kadar onu sana getiririm.” Süleyman tahtı yanı başında görünce "Bu, Rabbimin /Sahibimin lütfundandır." dedi. “Bu, onun beni denemesi içindir; ona karşı görevlerimi yerine mi getireceğim, yoksa nankörlük mü`


 


Kitaptan bilgisi olan kisi...


Mesafe kavramini biraz dusunelim mi birlikte? Bugun biliyoruz ki  madde atomdan olusuyor, atomunda cogu bosluktan yaklasik %99.9999 kadari. Havadaki atomlarin icinde bedenimizle hareket edebiliyoruz, keza suyun icinde de. Demek ki bedenimizi olusturan atomlar hava ve suyun icinde dolasabiliyor, uygun cihazla hareketimizi hizlandirabiliyoruz bile! Simdi elimizde baska yeni bir  alet olsa bu istedigimiz seyle aramizdaki kati maddeler ufurup atomlari bir anligina bir yere toplasa ve atomlardaki kati maddeler bir yana bosluklar bir yana acilsa aradaki mesafe kaybolmus olacak ve istedigimiz yere aninda ulasmis olacagiz. Belki katindan ilim verilmis kisi Belkis`in tahtini bu sekil aninda getirdi, mesafe olusturan kati maddeyi cozeltip atomlari bir yana cekti, tahti  ortadan kalkan mesafe sayesinde anlik cekip getirdi. Bunu bir cesit kisa yol gibi de dusunebiliriz.


Ikinci bir yontem olarak da 50000 yillik bir gun sistemine gecis yapip, Belkis`in tahtina erisip oldugu yere getirererek dunya gununde bir goz acip kapama suresinde yerini degistirmis gibi hissedilmis olabilir.


Ozetle, zaman, olaylarin olus sirasini gecmis hareketlerden su ana ve sonra gelecege dogru siralamak ve karsimizdaki insana dogru olus sirasina gore aktarabilmek icin kullanilan bir olcumleme yontemi diyebiliriz, su anda dunyanin gunes etrafinda donusune gore yaptigimiz hareketleri siraliyoruz.


Olen kisi icin zaman durmustur denir, neden cunku artik herhangi bir hareket yapma kaabiliyeti elinden alinmis oylece durmaktadir. Kiyamet gunu butun insanlik ayni anda gozunu acacak ve yeni hayatimiz baslayacaktir. Anlik hareketlerimizi hali sirkelerken iki kisi iki ucundan tutar ve sallar ya hali soyle bir egilir bugulur bir seyler olur ya olaylar da bu sekilde oluyor gibi dusundum. Biz karincalara bakinca disardan sadece oradan oraya kosusan tasiyan bir hareket goruyoruz, belki kendi iclerinde karincalarda bir onceki gun yaptiklarinin hesabini tutuyorlardir bilemeyiz. Insan gecmis hareketlerini ve ogretilerini aklinda tutabiliyor ki her an her seye yeniden sifirdan baslamasin, gelecegini dusunebiliyor ki hareketlerini ona gore ayarlayabilsin. Ayni hareketlere maruz kalabiliyoruz ki zihinler birbiriyle uyumlu davranabilsin. 


… Bir de göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler. Derler ki: "Rabbimiz! Sen bunu (kainatı) boşuna yaratmadın, sana içten boyun eğeriz, bizi o ateşin /cehennemin azabından koru! (3/191)


Kurani Kerimde zaman ve mesafeye ilistirilen farkli zaman olculerini ve insan hayatina yansimasini Allah`in izniyle onun verdigi ilimle biraz anlamaya calistik bu yazida, dogrusunu Allah bilir, o bizi ve icimizden gecenleri bilecek kadar hakim ama biz onu ancak onun kendisini bize actigi kadar anlayabiliyoruz.


 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kendi İşimi kuruyorum

Kadın-Erkek ilişkisine kültürel bir bakış

Hayatta bir numara nasıl olursunuz?