Kendi İşimi kuruyorum

Kendi İşimi kuruyorum.


25 Yıldır çeşitli firmalar



da çeşitli pozisyonlarda çalıştıktan sonra nihayet kendi işimi kurmaya karar verdim. 

Benim gibi kendi işini kurmak isteyenler için günlük yazmaya karar verdim. 

İlk önce şirket kurma aşamasında ve öncesinde takip ettiğim yollar hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum:

1. Aşama Şirket kurmadan önce yapılacak işler:

Konu ile ilgili olarak tavsiye alın. 

Sizin yapmayı düşündüğünüz işle ilgili daha önce kendi işini kurmuş insanlarla ya da müdür pozisyonundaki deneyimli kişilerle görüşün ve onların çok değerli sizin aklınıza ilk etapta gelmeyen önerileri olabilir. Bir muhasebeci ile konuşun. Tanıdığınız ya da size tavsiye edilen bir muhasebeci olabilir. Mümkün olduğunca bilgi toplayın bu daha sonraki karar verme aşamalarınızda size yardımcı olacaktır. (Eğer karar verme yeteneğizi geliştirmek istiyorsanız, şu videoyu izlemenizi öneririm. Dr.Zafer Akıncı Doğru Karar verme ile ilgili çok güzel bilgi veriyor https://www.youtube.com/watch?v=N_EgjwxSP1I ve https://www.youtube.com/watch?v=moWKNeevqLo) 


Şirket tipinde karar kılın: Yeni başlayanlar ve tek kişi işletmeleri için şahıs firması hem kurması açısından hem işletmesi açısından hem kolay hem maliyeti uygun. Ben de şahıs şirketi olarak açmaya karar verdim.

Firma ünvanınız üzerinde iyi düşünün: Firma ünvanını serbestçe belirleyebilirsiniz ancak logo çalışmalarına yatkın olması ve kolayca telaffuz edilmesi (yerli ve yabancı dilde) üç heceden fazla olmaması, bir şekilde açıklaması olması işinizi kolaylaştırır, içinde o harfi geçerse o harfini logoda şekillenmesi kolay oluyor. Ayrıca bu ünvana uygun .com alan adı müsaitmi mutlaka bunu da ünvan belirlerken dikkate alın.

Ofis lokasyonuna karar verin: Başlangıç için home ofis ya da ekonomik bir ofis seçebilirsiniz eğer evde çalışma disiplininiz zor oluyorsa. Ben daha önce aynı bölgede çalıştığım için EGS Business Center içinde yer alan eOfis​ e karar kıldım. Başlangıç maliyetinin çok düşük olması ve saygın bir lokasyonda yer alması benim için öne çıkan özellikleriydi. Bunun haricinde, telefon numarası, internet elektrik ve su gibi hizmetler kiraya dahil. Başlangıç için ideal.

Web sitesi: Alan adını ünvanınıza göre kontrol ettikten sonra, size uygun gelen bir web hosting servisinden yararlanabilirsiniz. Ben bilgisayarcıma ve bir freelance tasarımcıya danıştıktan sonra kendim yapmaya karar verdim. Daha önce web tasarımı kursunu bitirdiğim için biraz aşinalığım var eğer sizin hiç yoksa birisinden yardım alın. Web sitemi TR.wix üzerinden aldım hazır şablonlar var. Fiyatı başlangıç için uygun,ve esnek, ancak e posta için ayrı hizmet satın almanız gerekiyor google adds üzerinden ise pahalı. Bunu Doruk.net ten sadece mailbox hizmetinden yararlanarak aşmayı planlıyorum. Ayrıca TR.wix için söylüyorum ilk düzenlemeye başladığınız template kalıcı oluyor.

Kartvizit tasarlayın:
Burada ayrıca tasarımı ilgilendiren kartvizit üzerinde de düşünebilirsiniz. Kartvizit için eğer çabuk sonuç almak istiyorsanız, bir kırtasiyecide ozalitçiler sanıyorum taslağı verip bastırabilirsiniz. Benim kartvizitimi ise Gokhan adında bir grafiker arkadaşım hediye olarak yaptı.


Bilgisayar programları: Eğer başlangıçta çok detaylı çalışmak istemiyorsanız, her kullanışlı programın bir open versiyonu var. Bilgisayarınızda sadece lisanslı program ya da open source program bulundurun. Benim kullandıklarım
Openoffice.org ve görsel işleme için Paint.net ve Inkscape

Şimdi geldik harekete geçmeye: Alt yapı ile ilgili olarak her şey için araştırma ve hazırlığımızı yaptığımıza göre artık harekete geçebiliriz. 

Ofis için bir kontrat yapıyorsunuz. Home office ya da kiraladığınız yer. 
Bu kontratla birlikte ikametgah kağıdı ve noterden çıkartacağınız imza beyannamesi ve muhasebeci vekaleti ile muhasebecinize başvuruyorsunuz.

Muhasebeciniz sizin adınıza vergi dairenize açılış evrakları hazırlıyor ve başvurunuz hemen yapılıyor. Benim başvurum 03 eylülde yapıldı. 07 eylülde ise ofisimde vergi memurunu yoklama için bekleyeceğim.

Vergi memuru geldikten sonra, yoklama kağıdı ile resmiyet kazanıyorsunuz, Muhasebeciniz sizin için başlangıç faturanızı ve irsaliyenizi onaylatıp teslim ediyor. Böylece müşterilerinizi karşılayıp, faturanızı kesip ticari faaliyetinize başlayabiliyorsunuz. Bol şanslar Allah yolunuzu açık etsin!

Maliyet:
Ofis Kirası: Anlaşmanıza bağlı
Muhasebe ücreti: 250 TL
Noter vekaletname: 80 TL
İmza beyannamesi: 40 TL
Fatura irsaliye Kaşe: 100 TL
Web alan adı/hosting: 300 TL
Kartvizit basımı: 100 tl
Ticaret odası kaydı : 150 TL (isteğe bağlı)

İsteğe bağlı: İşinizle ilgili olarak ticaret odalarına kayıt olabilirsiniz. Bazen ücretsiz eğitimler düzenleniyor ya da vize almak için faydalanabilirsiniz. Ben başlangıç olarak İstanbul Ticaret Odası ve İngiliz-Türk Ticaret Odasını seçtim
(Edit: 10 Aralık itibari ile Ticaret odası kaydım başarıyla gerçekleşti. Ticaret Odası kaydı için ilk önce firmanızı Mersis'e kaydettirmeniz gerekiyor. Burada yazacağınız faaliyet konusu ile Noterde yaptıracağınız Unvan talepnamesinde adres, faaliyet ve unvanın aynı olması gerekiyor. Benim ilk evrağım red yedi. Ünvanda Danışmalık ibaresi olmazmış. Adres tutmuyormuş çünkü noter Vergi levhasında yazan adresi baz almıştı, ve faaliyet konusundan iki maddeyi onaylamadı.

Ticaret odası sevdam yaklaşık olarak 505 tl Ticaret Odası (Sicil dahil) noter iki evrak 80 tl olmak üzere 600 tl olarak maloldu. Perpa'daki bürosuna gidince inanılmaz sıra var. Sabah erken giderseniz iyi olur. Veznelerde sıra bekleyene kadar bankadan da ödeyebiliyorsunuz. Sonra tahakkuk fişi ile birlikte evrakları alıyorsunuz.

İşlemler: 
1: http://mersis.gumrukticaret.gov.tr adresinden mersis kaydı açıyorsunuz. Mozilla ile çalışıyor. Google izin vermiyor
2: http://www.ito.org.tr/ adresinden ise iki adet form dolduruluyor. Biri başvuru diğeri ise Sicil memurluğuna dilekçe
3: Mersis'te oluşturulan belgeyi noterden onaylatmanıza gerek yok. Ancak ticaret odasını aradığınızda önce noter onaylı alabilirseniz alın noter yapmazsa bu taahütname kağıdına 3 imza atarsanız kabul ederiz diyor. Tabiki sadece 3 imza atarak noter onayını yaptırmadım.
4: Noterden tescil talepnamesi hazırlanıyor mersiste oluşturulan taahhütnamedeki bilgilerle.

(Edit: 15 Aralık: Yardımcı müdür evraklarımı reddetti. Sebebiyse ünvandaki danışmanlık ibaresi ve faaliyet konusunda iki maddeyi uygun bulmaması. Evraklarımı yaptırmadan önce evraklarımı iade eden müdürle konuştum. Tekrar notere gidip tekrar red yememek için ne yapmam gerektiğini sordum. Onun gözetiminde yeni metni ve ünvanı hazırladım. Bu kez ticaret kaydım yapıldı)

Başarılar)


Yükümlülükler: İş güvenliği yasası gereği risk değerlendirme analizi yaptırmak gerekiyor ancak henüz şirketimde çalışan (stajyerde olsa) olmadığı için bu kapsamda değilmişim. Eleman çalıştıranlar ise mecburen bu analizi yaptırmak zorundalar. (6331 sayılı İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 2 nci madesinin 2 inci fıkrasının (ç) bendi uyarınca )

07 Eylül 2015:
Senelerdir kendi işimi yapmanın hayalini kurmuştum. Bir hayalim daha Allah'ın izniyle gerçek oluyor, çok heyecanlı olurum diye düşünmüştüm ama rutin bir iş gününe kalkar gibi kalktım. Hayalini kurarken bile heyecanlanmıştım halbuki... 10:00 gibi ofisten içeri girdim, hazır ofis olduğu için tüm alt yapı hazır ve yalnız değilsiniz, işte sekreter karşılamaya hazır. Masam hazır, internet hazır bilgisayarımı açıp, içecek bir şeyler almaya mutfağa gittim sanki yeni bir işyerinde çalışmaya başlıyor gibi... Çok olağan. Bugün eşe dosta haber vermekle, facebook üzerinden açmış olduğum sayfaya bilgi girmekle geçti. Ayrıca bu iş merkezinde daha önce çalıştığım için her yere aşinayım, eski iş komşularımı ziyaret ettim. 6'da işten çıktım. Senelerdir sabah hep işe geç kalmışımdır ancak her zaman 6'da çıkmaya sebat etmiştim bu düzen aynı devam etti. 

08 Eylül: 
Bugün de olağan bir şekilde başladı. Halen kendi işime değilde bir şirkette işe başlamış gibi işime gittim. Öğlen ilk resmi ziyaretçim geldi! Vergi memuru tabiki, yoklama yapmaya geldi. Artık firmanın varlığı resmi olarak onaylandı. Bütün gün web sitesi üzerinde çalışmayla ve eşe dosta mesaj atmayla çarçabuk geçti. Eski bir komşu firmayı ziyarete gittim, kart bırakmak için. Orada tesadüfen bulunan bir imalatçı bizi firmasına davet etti yeni ofis açtığımı duyunca. Sanıyorum sahneye yeni aktörler girecekti. Yeni düzene giderek ısınmaya başladım. Akşam ilginç bir şey oldu. Salı akşamları Vakfa gidiyorum ve 7'de başlıyor toplantı. Müdürümden de akşam 10 dakika erken çıkabilir miyim diye sormak istemediğimden hep 7:10 gibi yetişebilirdim. Sonra kendi .kendime düşündüm, hey Fatma artık sen kimseden izin almak zorunda değilsin, dilediğin gibi erken çıkabilirsin. Birden bu iş yeri sahibi olma konumu sevimli gelmeye başladı. İçim aydınlandı.

09 Eylül: Bugün tarifsiz bir şekilde erken uyandım ve tekrar uyuyamadım. İlk günlerde görünmeyen heyecan yeni başlamıştı. Artık kendi işim vardı ve ben ona hazırlanacaktım, artık bu benim gerçeğimdi. Öğlen ilginç bir şey daha oldu. Yemek için ofisten çıkarken alışkanlık olduğu üzere sekreter hanıma ben yemeğe çıkıyorum diye söylemek için ağzımı açtım sonra kendi kendime dedim ki, Fatma artık sen yaptıklarından kimseye haber vermek zorunda değilsin, sadece çıkıp gidebilirsin. 25 senenin alışkanlıkları kolay değişmiyor, tekrar bir gülümseme aldı beni. Öğlen yemeğe çıktığımda fiyatların artmış olduğunu gördüm. Çalışırken öğlen yemeği olarak bütçem vardı ve yetmediği zaman patronla konuşmak kolaydı şimdi kiminle pazarlık yapacağım:) bu konuyu gündeme almaya karar verdim henüz yemek bütçesi yapmadım. Ama bir ara yapacağım söz:) Beynim henüz bir işveren beyni gibi çalışmaya uyarlayamadı kendini.. Bugün daha çok sevdim kendi işinin sahibi olma fikrini. Bütün gün web sitem üzerinde çalıştım, facebook üzerinden arkadaşlarımın tebriklerini kabul ettim.

Kendi işimi açtığımı duyan arkadaşlarımdan gelen ilk yorum tebrikler ve nasıl cesaret ettin oluyordu. Bu sorunun cevabı benim için, maaşlı bir işten elde edebileceğim maddi ve manevi kazançların en üst sınırına gelmiştim ve artık daha fazlasını istiyordum, bu daha fazlası için maaşlı işin faydalarını gözüm görmeyecek hale gelmişti.


14 Eylül: Vergi levham geldi ancak nace kodunda sıkıntı var. Değişmesi için dilekçe verilecek. Bu ikinci haftam işyerimde bu hafta ise ufaktan firma ziyaretlerine başlayacağım. 

15 Eylül: Bugün iki ziyaretçim vardı ofisimde. Web sitemin içeriği hakkında konuştuk, içerik işlerini ona pasladım ve ayrıca güzel bir fikir de verdi Aws. Seminer odasında iki saatlik ücretsiz dış ticaret semineri. Kendisi Business System Information öğretmeni. Eğer sen de yarım saat konuşursan harika olur dedim. Kabul etti. Önümüzdeki günlerde bu konu üzerine düşüneceğim. İş kurmanın güzel yanı fikirlerin sağdan soldan önünüze çıkması, kötü yanı ise maddi manevi destek olur diye başlangıçta düşündüğünüz kişi yada firmaların çoğunun ölüm sessizliğine bürünmesi... Allah'tan ki sıfır müşteri sıfır iş diye hesap yaparak yola çıkmıştım. Hayal kırıklığına uğramadım sadece biraz içim burkuldu. Maddi manevi destekler hiç ummadığım yerden geliyor Allah'a şükürler olsun.

18 Eylül:  Hani deniz yolculuğuna çıkarsınız ve kara arkanızda kalır bir müddet bakarsınız ve gözden kaybolup, artık denizde olduğunuza iyice kanaat getirince kafanızı çevirip ileri bakmaya başlarsınız ya, işte ruh halimi en güzel bu anlatıyor, bütün çalışmalar, acabalar, ne olacaklar yerini arka sıralara bıraktı ve yüzümü ileriye döndüm. Dil okuluna Malta'ya gitmiştim. Orada bir oda arkadaşım vardı. Şimdi iş arkadaşım oldu. Ekim ayında fuara geliyor İstanbul'a ve ben de onunla birlikte fuara katılıyorum. Böylece yeni firmamda ilk resmi işlemimi yapacağım. 


12 Ekim: 1 - 4 Ekim tarihleri arasında Led&Lighting fuarına IECOL firmasına yardımcı olmak üzere fuara katıldık. Yorucu ama güzel bir fuar geçirdik. IECOl firması Çin firması olduğu için fuarda Çinle ilgili bir sürü bilgi edindim, genel olarak herkesin bir güven sorunu var. Ana şikayet; Türkler ve diğer ülke insanları Çin firmalarına güvenmiyor, genelde sipariş açıldıktan sonra 1 konteyner iyi 2.konteyner iyi geliyor. 3.de yüklü sipariş açıldığında ise ya fabrika kapanıyorr ya da mal çöp geliyor. Konuyu her iki taraftan da inceleme fırsatım oldu. Çinli firmalarda Türkiye'ye gönderilen malzeme vesaik geldiğinde bakiye alamadığından şikayetçi, o nedenle parayı tahsil etmeden malı salmıyor. Uzun yıllar Çinle iş yapan bir firma sahibi şu bilgileri paylaştı, Çinle iş yapmayı düşünen kişilere yardımı olabilir. Çin'de yok diye bir kelime yok dedi. Örneğin bir şişe sorarsınız kaç para 10 lira, 9 olur mu olur, 8 olur mu olur, 7, 6, 5 olur siz düşünürsünüz çok iyi pazarlık yaptım, halbuki Çinli bir kesik atmadan ürünün fiyatını bir cent bile düşürmez, yani sizin numune şişe örneğin 40 gr'dır ama üretimden çıkan 15gr olur elinizde kırılır gibi.. Diğeri Çin tabiki çok büyük pazar ve tüm dünyada mal yaptırıyor, ancak Avrupalı malı kontrol etmeden malı yükletmez, bizim iş adamları ise parayı öder, ülkesine döner malı bekler, artık ne gelirse çer çöp bahtına iyi de gelebilir ve bir de bence en önemlisi bu, firma patronu ne kadar iyi olursa olsun iş üretim müdüründe biter dedi, genelde üretim müdürleri fabrikayı yakar. Adet yüksek olduğu için üretim müdürü bir yan malı kazanç elde etmek için ürüne katarsa ürün çöp olur ve üretim müdürü fabrikayı satmış olur... Yani patron ve ürün çok iyi olabilir ancak hep aynı malı alacağınızın garantisi yok. 

Olay Çin tarafında ise şöyle, çok büyük bir haksız rekabet var; aynı malı yarı fiyatına sunabiliyorlar ancak Bayan Li şöyle açıklıyor, bu firmalar sadece siparişi alıyor, maaş ödemiyor hammadde parası ödemiyor malı yüklüyor sonra kapatıp gidiyor biz ise 6 senelik bir firmayız ve düzgün malzeme/hizmet vermek istiyoruz... Benim aklıma ise şöyle bir şey geliyor, Firma arka planını kontrol etmeyen firma rus ruleti oynar, şanslı ise kar eder, değilse parası yanar.

Tabiki bir sürü insan Çinle iş yapıyor ve yapacaklar da. Soru şu sorun var okey ama çözümü nedir? Burada uluslararası gözetim firmaları devreye girebilir. SGS gibi sizin adınıza ürün kontrolünü yapıp malın uygun üretilip üretilmediğini denetler. Dİğeri ise AON gibi risk sigortası yapan firmalardan sigorta yaptırılabilir, yani fabrika kapanması, kötü niyetli üretim gibi (Navlun sigortasından farklı olarak)

Fuarda bir sürü güzel insanla tanıştım, Çin standında bir Türkle karşılaşınca insanlar önce şaşırdılar ama sonra çok daha kolay oldu anlaşmak



15 Ekim:Kendi işimi yapmaya başlamadan önce, firma sahibi olunca işlerin daha kolay ilerleyeceğini düşünüyordum halbuki çok kısa sürede şunu öğrendim ki, patron ya da müdürün yerini müşteri alıyor ve ben aynı bir iş görüşmesinde ki gibi kendi deneyimimi ve hizmetimi almaları için müşteriyi ikna etmeliyim! ki işi alabileyim eskiden işe alınabileyimdi...

22 Ekim:Fuarda bir kişiyle tanışmıştım. İstanbul'dan mal alımı yapıp yurtdışına gönderiyor. Stratejik olarak çalışma kararı aldık. İstanbul'dan çok çeşitli malzeme almak istiyor ancak bu da şöyle bir duruma yol açtı, çok fazla imalatçı çok fazla ürün var. Aralarından seçim yapmak için hem ürünü hem firmayı seçmek gerekiyor bu da deli gibi iş demek. Başlangıçta uğraştıracak gibi görünüyor ancak bir zaman sonra kendi network'um olacak o zaman işler daha kolay ilerleyecek. Ayrıca bir arkadaşım İstanbul dışından bir arkadaşına beni tavsiye etti. Onunla ise ihracata yönelik danışmanlık yapacağım. İşler gittikçe yoluna giriyor, müşteriler birer ikişer ufukta göründü, henüz satışa dönmedi ama buna hazırlıklıyım. Umutla bekliyorum...

04 Kasım: Üyesi olduğum Toastmaster grubunda Start up üzerine hazırladığım konuşmam.. Konu izleyicilerden olumlu not aldı, ileride bir seminer vermeyi planlıyorum



30 Kasım: İşe başlamadan önce konuştuğum kişilerden çok azı hariç şu soruyu duymuştum... Müşterin var mı? Ben de şu anda bir firmada çalışıyorum nasıl müşterim olsun yok demiştim... O zaman kuşkuyla bakmışlardı. Ancak Allah öyle bir müşteri gönderdiki kendine bağlı 10 müşterisi var neredeyse... Geçen hafta ilk ambalaj makinesi ile ilgili bağlantıyı gerçekleştirdik. O kadar kolay oldu ki ben de inanamadım. Sanki her gün yaptığım bir işmiş gibi bir rahatlık, bir sakinlik. Satış danışmanı bir arkadaşım ise şu yorumu yaptı. Zor olan bir yerde durup beklemeyi göze almaktır ondan sonrası ise zaten doğal olarak gelişir. Vira bismillah diyorum.. 

Aşağıdaki linkte ise özellikle sözleşmeler açısından güzel ve öz bilgiler / taslaklar var. 
http://ticaretokulu.blogspot.com.tr/

17 Aralık: İşe başlayalı 3 ayı biraz geçti, şimdilik her şey planladığım seyirde gidiyor. Ancak şirkete günlük sıcak para girişini sağlamam gerektiğine karar verdim. Ana işimde geri dönüş zaman aldığı için, ofis masraflarını düzenli olarak çıkarmam halinde işime daha rahat konsantre olacağımı düşünüyorum. Bu nedenle internet üzerinden online satış yapmak için kendime mağaza açtım. Portal N11.com ve Ebay.

06 Ocak 2016: Edison gibiyim, Başarısız değilim sadece sonuca ve istenilen müşteriye ulaşmayan yollar deniyorum. Online satış sitesinde sadece ürün listelemenin ürünü satmasına yol açmadığını öğrendim. Ürünü müşteriye cazip hale getirmenin yolu reklamdan geçiyor olmalı. Bugün şirketimin facebook sayfasını reklam olarak çıktım. Bir günde yaklaşık 200 beğeni aldı bakalım kaç tanesi müşteri olarak dönecek. Bu arada çok çalıştığım için kendime ödül olarak Yılbaşını Barselona'da geçirdim:) Bu sefer seyahatim de tanıştığım insanlara mümkün olduğunca işimden bahsettim. 

19 Ocak: Bir haftalık Facebook reklamıyla 13000 kişiye ulaştım, 1718 beğeni aldım ve iki spam mesajı olarak geri döndü. Linkedin'deki faaliyetlerimi artırmaya karar verdim. Alibaba'ya iki ürün girdim ancak henüz satışa dönmedi. Online satışı keşke daha önce öğrenseymişim diye düşündüm. Çünkü ana faaliyetimi yaparken sıcak para girişini sağlayabilirsem süper olacak. Kendime hedef olarak belirlediğim 6 aylık alışma sürecinin 5.ayına girdim. 6 aylık alışma sürecinin az olduğunu düşünüyorum şu anda. Zaten ilk bir ay masama ve yeni ortama alışmayla geçti. 4.ayın sonunda yapmış olduğum bağlantıların yanısıra, insanlar yeni yeni dönmeye başladılar. Ayrıca Ekim ayında yapmış olduğum çalışmanın karşılığını dün aldım. Kutlama yapabilirim! 

4.ayın sonundaki tecrübeme bakarak şunu kesinlikle söyleyebilirim başlangıç için kendinize mutlaka süre tanıyın ve bu maliyeti önceden hesaplayın, çünkü kendinizi bir insana tanıtırken eğer paraya ihtiyacınız olduğunu hissettirirseniz, zayıf düşersiniz ve karar alma sürecinizi etkiler ve olmayacak işlere evet diyebilirsiniz, başlangıçta hayır diyebilme lüksünüz mutlaka olmalı.

25 Ocak: Facebook, Alibaba ve Linkedin'de günlük olarak ürün yayınlıyorum. Ayrıca Türkiye Odalar Birliği Sayfasından ücretsiz firma ilanı yayınlıyorum. Ürün gruplarına lokum, hasta önlüğü, makine ve çorap olarak yoğunlaştım. En çok feedback Facebook üzerinden geliyor. Online ticaretle ilgili olarak bir kaç kişiden fikir aldım. Herkesin söylediği online ticaret işi sabır... Bu hafta mobilya fuarı var. Fuarda biraz kartvizit dağıtacağım. 

01 Şubat: Alibaba hesabımı güvenlik denetiminden geçemediği için kapattı. Ürünler için tekrar hesap açmam gerekecek. İtiraz etmeme rağmen bir ilerleme sağlayamadım. Ürünleri üretici adına tekrar açmam gerekiyor. İkinci olumsuz geri dönüş ise reklam maillerime bir türlü yanıt alamayışım. Belki 200 ayrı mesaj gönderdim ama dönen yok. Bir arkadaşımla konuştuğumda email tanıtımları ile 300-400 mailden sadece bir tane müşteri kazanabildiğini anlattı. Email tanıtım mesajlarına ara vermeye karar verdim. Bunun yerine el broşürü hazırlayıp onu dağıtmaya karar verdim. Einstein'in dediği gibi hep aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek delilik bu nedenle sonuca ulaşana kadar farklı yöntemler izleyeceğim.

26 Şubat: Şu hayatta her şey bir tecrübe ve ben kendi işimi açmadan önce bu gerçekle yüzleşmeden senelerimi geçirmişim o da şu ki birincisi başkasının iş yerinde çalışarak bir senelerimi ziyan etmişim ikincisi ise başka birinin iş yerinde kurduğum hayallerin gerçekleşmemesinden hep müdürlerimi ya da patronu suçlu bulmuşum ister istemez. Oysa bugün anlıyorum ki kimsenin benim hayalimi gerçekleştirmek için bir amacı yokmuş olamazmış da... Onlar sadece benden kendi hayallerini gerçekleştirmek için yararlanmışlar yine de sabırlı olmuşlar sanıyorum o da çalıştıracak bir diğer insanı bulma zorluğundan olsa gerek... 6. ayımı kendi işimde bitiriyorum ve olayları insanları tamamen yeni bir gözle görüyorum. Belki bugün için çok acımasız yazı oldu ama sadece bunu anladığım için bile değer diyorum. Artık diğer insanlar benim için bir şey yapamaz yapmamalı da herkes kendi hayali için burada. Sorun benim eski düşüncemdeymiş. Şu anda ise kendimi hayata karşı zihin olarak özgür hissediyorum hiç olmadığım kadar. 

02 Mart: Geldim tek bir sorunun yanıtını aramaya. Karşımdaki insanı nasıl ikna etmeliyim ki cebindeki parasını benden hizmet ya da malzeme almak için çıkarıp bana versin? Bu düşünce seneler önce bana sigarayı bıraktırmıştı. O anda anlamıştım ki sigara almak benim isteyerek yaptığım bir şey değil. Beni bağımlı kılarak üstelik sağlığımı tehlikeye atarak her gün cebimden düzenli para çıkartıp sigara şirketlerine aktarmak işte bana yaptırılan buydu. Şimdi aynı soruyu kendime soruyorum. 

Bu günlerde firmamın reklamını yapmaya ağırlık verdim. 
www.kendimatbaam.com üzerinden yeni kartvizit yaptırdım inanılmaz uygun. Bunları kapalıçarşıda tanıdığım firmalara dağıttım. Ayrıca firmalara ulaşmak için fuar organizasyonu yapan şirketlere başvurdum. Mümkün olduğunca çok kişiye ulaşmam gerekiyor. Internations diye bir grubun business networkin aktivitesine katıldım. Faydası olur mu bilemiyorum genelde Türklerden katılım olmutu. Belki ileriki günlerde dönüşü olur. Güzel haber olarak ise ithalat yapmak isteyen bir müşteriye danışmanlık hizmeti vermek için çalışmalara başlıyoruz. 

28 Mart: Bugün sizinle toastmaster'de yaptığım bir konuşmamı paylaşmak istiyorum. Mükemmelliyetçilik üzerine. Toastmaster için konu seçerken her zaman çok zorlanıyorum. Çünkü hiç bir konu yeterince iyi değil, yeterince ilgi çekici değil, yeterince akıcı değil, yeterince o değil bu değil, böylece zaman kayıp gidiyor ve ortada hiç bir ürün yok çünkü sonucun mükemmel olmasına o kadar odaklıyım ki süreçte yaşanacaklarla bunlardan elde edeceğim deneyim ve bilgiyi gözüm görmez oluyor. Bu durum beni mükemmelliyetçilik üzerine düşünmeye sevk etti. Neden mükemmel olmalı ya da olmalıyım? Aslında toastmaster'e başlama amacım topluluk önünde konuşma becerisi kazanmaktı. Sonuç mükemmel olmayabilir ancak kendimi geliştirme yönünde attığım her adım saygımı hakediyor. Hem daha önceki konuşmalarımdan elde ettiğim bilgi şöyle; 3 tür tepki alıyorsunuz kimisi konuşmayı beğeniyor, kimisi eleştiriyor şöyle şöyle yapsaydın ya da şunu deseydin diyor kimisi de sadece beğenmiyor. Değişen tek şey bu tepkilerin oranları konuşmaya göre. Ben inançlı bir insanım Allah'a inanıyorum ve mükemmelliyetçilikle ilgili obsesif yaklaşımım sadece konuşmayla ilgili değildi, dünyayla ilgili ve yaşadıklarımızla ilgili sıkıntılarım vardı. Neden böyle dünya, neden savaşlar var, neden hastalanıyor insan, neden mutsusuz neden dileklerimiz olmuyor, burada da mükemmel olmadığını düşündüğüm sonuçlar yüzünden bütün süreci kaçırdığımı fark ettim. Sonuç ne olursa olsun burada bulunmamızın bir sebebi olmalı, ve bu sebep sonuçlarından bağımsız olarak saygıya değer. Allah bile kusursuz yarattığı dünyada benzer şekilde tepki almayı göze almışsa -insanların kimi seviyor, kimi eleştiriyor, kimi de beğenmiyor- ben de yaptığım işlerde tepkilere değil süreçte ne kadar ilerleyebiliyorum ne öğreniyorum buna odaklanabilirim diye düşündüm. Bu düşünceyi iş hayatıma uyarladığımda kendi işimde 6.ayı geçtim ve sonucu bir kenara bırakırsam kendimle ilgili iş hayatıyla ilgili insan davranışları ile ilgili inanılmaz bilgiler edindim. Henüz istediğim ciroya ulaşamadım hatta yakınından bile geçmiyorum ama kendi adıma hayatta yaptığım ender deneyimlerden biri oldu. Seneler boyunca başka firmalarda çalıştığımda hiç anlamamışım Patron ne düşünür, müdür ne düşünür benim hayatımdaki rolleri ne olmalı? Yani 6 ay önceki insanla aynı insan değilim artık. Sonuç istediğim gibi olmayabilir canım sağolsun ama öğrendiklerim ve hayata bakış açımın değişi geleceğimi tamamen değiştirdi. 

Sıcak para konusuna hali hazırda bir çözüm bulabilmiş değilim. O nedenle e-ticaret üzerinden ilerleyeceğim ancak kendi sitem üzerinden satış yapacağım. 

İkinci olarak Malta'da bir dil okulu ile anlaştık. Buradan öğrenci göndereceğiz.

Söylemiş miydim? Kısmetse Londra'ya gideceğim Nisan ayında. Biraz piyasa araştırması da orada yapacağım.

21 Nisan: Kendi e-ticaret sitemi anons etmekten gurur duyuyorum. http://www.shopingalaxy.com Wix üzerinden e-ticaret sitesini kurguladım. Aslında niyetim ingilizce ve turkçe olarak açmaktı ancak Wix iki dile aynı sitede destek vermediği için bir çözüm bulmam gerek. Alışana kadar türkçe bırakacağım. 
Haftaya Londra'ya gidiyorum, gitmeden önce fuarlara baktım ve tesadüfen kırtasiye fuarının olduğunu gördüm. Gitmişken fuar ziyareti de yapacağım.

16 Mayıs: Londra'daki fuar güzeldi ancak genellikle göze çarpan ürünlerin Türkiye'de bir temsilcisi vardı hali hazırda. Bir ürün bulabildim özellikli. Döndükten sonra işlere kaldığım yerden devam. Ancak motivasyon konusunda bazı günler modum çok düşük oluyor. İnternet üzerinden gönderdiğim tanıtım maillerime dönen hiç bir firma olmadı. Sadece TOBB üzerinden yazdığım bir firma İstanbul'a geldi ancak o da ingilizce bilmediği için yardımcı olamadım. Bu aralar bu işin içinde olan herkesle bilgi alışverişi yapıyorum. Neyseki bana özel bir durum değil, gıda sektöründe de arkadaşım herkese mail atıyorum, ateşeliklere yazıyorum ama bir satışa bile dönmüyor dedi. Öyleyse bu işin sırrı ne? Online satış sitesi için kredi kartı ödeme bağlatmak için başvurdum. Bir firma geri çevirdi. Bir bankanın limitli sanal pos uygulaması var, ona başvurdum.

Babet ürünler için Instagramda sayfa açtım. Ayrıca Etsy gibi sitelere de koydum. Ancak henüz tek satışım yok, eş dost haricinde. 

Çindeki firma ise başka bir firma ile anlaşmış tekrar fuara katılacağız ekim ayında.

23 Mayıs: Bugün güzel haberler peşpeşe geldi. İlk haber Europage sayfasına vermiş olduğum aylar öncesi tanıtıma Cezayir'den bir talep geldi ve bugün skype üzerinden görüşme yaptık. Birlikte iş birliği imkanı olacak gibi. İkinci haber ise tanıtımını yapmış olduğum Akü yardımcı ürünü için numune de olsa sipariş geldi ve en sonuncusu en sona sakladım. İlk online siparişimi aldım N11 üzerinden. Bir an mail gelince gözlerime inanamadım. Siparişiniz var! Aklıma Mesajınız var filmindeki Meg Ryan geldi. Güzel bir gün oldu. 

03 Haziran: Europage portalına vermiş olduğum makine ilanına talep bu kez Etiyopya'dan geldi. Europage müşteri bulma açısından bana en faydalı portal olacak. Ancak Afrika sorunlu bir bölge olduğu için ve dolandırıcı çok olduğu için dikkatli olmamız gerekiyor. Bu nedenle hemen Türkiye Addis Ababa ateşeliğine firma ile ilgili olarak bilgi talebinde bulundum. Ateşelikler bu konuları çok ciddiye alıyorlar. Hemen yanıt geldi. Firma ticaret odasına kayıtlıymış ve Etiyopya ithalatı hakkında genel bilgilendirme yaptılar. Bravo diyorum! Bundan sonrası fiyat ve kaliteye kaldı. Kısmet ne diyelim.

15 Temmuz: Her gün kafamda aynı soru. İnsanlar benden ne satın alabilirler? Onlara ne satabilirim? Online satış için mal bulmak kolay ancak rekabet çok fazla aynı üründen aynı görselle sadece fiyat farkı ile satış yapmak iğne ile kuyu kazmak gibi bir şey. Online satışta başarı için özgün bir malzeme ve tarz yaratma yoluna gideceğiz başka çare yok. Bunun için bir tasarımcı arkadaşımla birlikte kendi butiğimiz için kaliteli ve basit bluz modeli çıkartıp, aksesuarla kombinlemeye karar verdik. Böylece online de yer alan yüzlerce aynı mal/ farklı satıcı sarmalından çıkmayı hedefliyoruz. Düşük fiyat yarışına girmeden kaliteli ve özgün bir tarzla kendi müşteri kitlemizi yaratacağız. Diğer konu ise etrafta mal fazlası var bu nedenle ürünler sadece konsinye olarak kendine yer bulabiliyor, diğerlerinin de oturmuş kendi müşteri kitlesi var. Eminönünde toptan malzeme alabileceğim bir firmayla görüştüm. Ancak onda da aynı sıkıntı var. Diğer satıcılar düşük fiyatla kargo dahil yolluyorlar. Rekabet etmek imkansız. 

18 Temmuz: Bugün Lora arkadaşımla piyasa araştırması için tahtakaleye iniyoruz. Amacımız kombin yapmak için malzeme bulmak ve toptancılarla tanışmak. İlk önce geçen gün ziyaret ettiğim Şark Hana gidiyoruz. Bu kez gezemediğimiz diğer katlara da bakıyoruz. O da ne? Ülke ticaretinin en eski merkezleri Çinlilerin eline geçmiş, baya baya Çinliler dükkan açmış, çalışanı sahibi Çinli bir de koridordan birbirlerine konuşuyorlar Çindemiyiz Türkiyede mi belli değil:) Tabiki yabancı sermaye ve mala karşı değilim ancak bu da biraz fazla değil mi? Lora ile bütün gün mağazaları geziyoruz görünen o ki mal çok var, her yer malzeme kaynıyor ama soru şu bu kadar malzemeyi nerede/kime satacağız. Malzeme ile birlikte hizmeti nasıl birleştirip satabiliriz?

25 Temmuz: Hayatın değişik bir kuralı var sanırım çözebilene aşk olsun. Olay şu, online web sitesi açarken bir arkadaşla tanışmıştım. Online site fikrini o ortaya attı beraber yapmaya karar verdik. Ama sonra aniden çekildi ben de yüz üstü bırakılmaya çok alıştığım için oralı olmadım ve kendimce yapabildiğim kadarıyla yaptım. Sonra günlerden bir gün, bir forumda hiç bilmediğim hiç tanımadığım biriyle tanıştım. Bu arkadaşımız beni hiç tanımadığı halde online websiteme yardımcı olmayı teklif etti. Ben de ne yapayım tabiki kabul ettim:) İlk arkadaşın yapmayı söylediği her şeyi kendiliğinden yapıyor şu anda. Hayat bir yandan kırıp döküyor, diğer yandan tamir edeceğim diye uğraşıp duruyorsun ne kır ne dök, öyle her şey Alattinin cini gibi olsun itirazım olmaz

Ofisin yenilenme zamanı geldi ancak mali veriler ortada.  o nedenle küçülmeye karar verdim. Artık sanal ofis olarak tutacağım

04 Ağustos: 11 ayın özetini geçiyorum, bolca beklenti, çokça hayal kırıklığı, biraz harbi acı az biraz da mutluluk. Bu hafta tahtakaleye ikinci kez gittim. Swarovski bir ürün için numune siparişi açtım, bu ürün Türkiyede henüz satılmıyor en azından bu marka adı altında. Ürünü görenler genelde beğenildi hatta önemli bir zincir mağaza deneyeceğini söyledi bile. Artık beklentiye girmiyorum bakalım kısmet diyorum. Bir başka gelişme ise, retro gözlük ve saat satan bir tanıdığımla ürünlerini internetten satmak için anlaştım. Biraz ürün yükleyeceğim. Toptana mal verme şansımız yoksa, mecburen son tüketiciye ulaşmak gerekiyor. Biraz da böyle deneyelim bakalım.


22 Ağustos: Cuma günü İstanbul Ticaret Odasının ikili görüşmeler toplantısına katıldım. Ticaret Odası Etiyopya'dan bir grup iş adamını İstanbul'a getirmiş ve üyelerle ikili görüşme ayarlamış. Bir iş arkadaşım bana haber verdi sağolsun. Görüşmeye giderken biraz tedirgindim sanki ilk kez gittiğimi anlayacaklarmış gibi, ama görüşme başlayınca tedirginliğim geçti yine de çekingenliğim üzerimdeydi ve başka kimseyle tanışmadan geri döndüm. Bundan sonraki toplantılara daha hazırlıklı gitmeye karar verdim. Swarovski taşlı ürün numuneleri geldi. Çok güzeller umarım satışlar da iyi gider. Yarın toptan dağıtım için bir arkadaşımla görüşeceğim. Bunun haricinde Malta dil okulu için anlaşma yapmıştım. Bunu çalışanlar için promote etmeye karar verdim. Çok umutluyum. Ofisi fiziki olarak iki hafta daha kullanabileceğim ondan sonrası için sadece sanal adres olarak kullanabileceğim. Burayı seviyorum umarım daha başarılı olabilir ve geri dönerim.









19 Eylül: Bugün evden çalışmaya başladığımın ilk günü. 3 ay boyunca dışarıdan takip edeceğim işlerimi bir yandan biraz içim burkuluyor, çünkü her sabah kalkınca gideceğim bir ofisin olması keyifliydi ama diğer yandan ofise gidince biraz fazla iç mekana kapattım kendimi belki bu süreçte daha fazla dışarı çıkar, daha çok insanla ve dolayısı ile müşteri ile tanışma imkanım olur. Bu arada Nisan ayında yaptığım görüşmeler Eylül ayında potansiyel müşteri olarak geri döndü. Libya'dan bir müşteri buradan malzeme almak istiyor. Geçen hafta Rami gıda pazarına birlikte seyahat yaptık. Ekim ayında ise geçen sene fuara katılan Li arkadaşım bu sene Lednoon firması adına fuara katılacak. Kafam hem olumlu hem olumsuz gelişmelerle dolu. Bu kadar belirsizlikten olumlu bir şey çıkar mı? Deneyeceğiz göreceğiz.

09 Ekim: Çok şükür bu fuarıda alnımızın akıyla bitirdik. İki haftadır evden çalıştıktan sonra tekrar yoğun tempoya girmek resmen beni bitirdi. Bir kez daha anladım ki, evden çalışmak gerçekten çok büyük disiplin ve motivasyon istiyor. İnsanın beyni evdeyken iş moduna bir türlü geçmek istemiyor bu nedenle bu süreyi genellikle ingilizcemi ilerletmek için kullandım. Çarşamba günü sabah erkenden Li ve King Otele yerleştiler. Otel için önce fuar evlerini düşündüm ama araştırınca hem ekonomik hem de çok rahat olamayacağı kanaatine varınca soluğu doğru Sultanahmet'te aldım. Shabana arkadaşımın daha önce de kaldığı Alaturka Hotel'ini hem ekip/oda/konum/fiyat olarak beğenince oraya reservasyon yaptım. Çarşamba günü Dış Ticaret Komplexinde ikili görüşme randevüsü almıştım. Saat 10:45'te ilk randevümüze yetiştik. King ve Li kendilerinden başka çinli göremeyince mutlu oldular ve etkilendiler. Tunus'tan 3 firma ile görüşme yaptık. Sonra fuara da ziyarete geldiler. Fuar genel olarak başarılı geçti. Firmalar geçen senede katıldığımız için bizi tanıdılar, zaten Li'nin söylediğine göre müşteri kazanımın 1 ya da 2 yılı bulması normalmiş. Bu sene güvenlik nedeniyle çoğu firma katılımdan vazgeçmiş katılımcı sayısı azdı ona oranla ziyaretçi sayısı çoktu. 

Yarından itibaren de 3 gün fuarda bizi ziyarete gelen firmaları yerlerinde ziyaret edeceğiz. Fuarda bazı yeni kişilerle tanıştım iş birliği için kovalayacağım.

16 Aralık: Fuar sonrası gelişmeler de maalesef umduğumuz gibi ilerlemedi. Zaten küçülmeye karar vermişken artık daha fazla direnmenin bir anlamı olmadığına karar verdim. Bu yıl bitmeden ofisi kapatma kararı aldım. 1 sene 4 ay sonra geldiğim nokta da neyi yapsaydım daha başarılı olurdum bilemiyorum, ancak kendi işim sayesinde daha önce görmediğim, deneyimlemediğim bir sürü olaylar yaşadım. Hayatımın bundan sonrasında tekrar kendi işime dönmeyi planlıyorum ama şimdi kısa bir ara gerekiyor.

28 Aralık: Nisan ayında Bay Achraf'la Europan Page sitesinden yazışmaya başlamıştık. Nihayet Aralık ayında İstanbul'a makine bakmak için geldiler. Bu benim internet üzerinden ulaştığım ve bir müşteriye dönüştürdüğüm ilk çalışmam. Açıkçası benim için oldukça önemli bir gösterge oldu. Demek ki yapılabiliyormuş geleceğim için bana ümit verdi. Gerçi ikinci makine için Konya'ya gidecektik ancak uçuş iptal oldu tüm gün. Alım gerçekleşmedi ama ben yine de çok mutlu oldum. Onlarda burada olmaktan mutlu oldular. Ve karar anı, dün muhasebeye kapatma için talimat verdim. Sadece geri dönmek için 3 haftam var. Almanların bir ata sözünde dediği gibi Umut en son ölür. Allah büyüktür.



27 Ocak 2017: Üzülmeyin ve gevşemeyin, eğer inanıyorsanız galip gelecek olan sizlersiniz. Bir diğeri ise kaybettiğin her şey başka bir surette geri döner- üzülme. Birazdan çıkıp şirketimin kapanışını vereceğim. Biraz üzgünüm ama istediğim her an yeniden açabilirim. Çok güzel 16 ay geçirdim. Geriye dönüp bakınca iyiki denemişim diyebileceğim. Devamı gelecek inşallah

03 Mart: Bu Çarşamba yeni deneyimler yaşamak üzere Katar'a yola cıkıyorum. İstanbul'da bir müddet iş baktım ama hem piyasanın keyifsiz olması hem de motivasyonumun düşmesi nedeniyle çok asılamadım. Daha önce Derya arkadaşımla Dubai'ye gidermiyiz diye konuşmuştuk, Dubai olmadı ama Katar oldu. Hem Türklere 90 gün vizesiz seyahat hakkı hem de orada tanıdıkların olması Katar olarak kararımızı vermemize yol açtı. Bu kez bir Seyahat Ajansının da temsilciliğini alarak Katar'a gidiyorum. Biraz buruklukla birlikte kendime yine de en iyi insanlar ve en iyi iş fırsatlarını diliyorum. Bu yola çıktığımda bir hayalim vardı. Eve Ful time şöförlü araç tahsis edecektim, geldiğim noktada ise annemden para alarak yola çıkıyorum:) Üzüleyim mi sevineyim mi bilemiyorum, ancak bugün bir kitapta okuduğum gibi, başarının zıttı başarısızlık değil, vasatlıktır. Gerçi bu zaman zarfında edindiğim iş bağlantılarını Katar'da hem yeni bağlantılar için hem de yeni işler için kullanabileceğim, hepten zararda değilim. Bir de sağolsun acente size isterseniz maaşlı bir iş bakabiliriz dediğinde bir an durdum ve çok teşekkür ederim ama dayanabileceğim kadar dayanmak istiyorum dedim. Eskiden olsaydı çok mutlu edecek maaşlı bir iş teklifi olasılığı beni heyecanlandırırdı ancak bu noktada kendi işimi yapmayı çok benimsediğimi fark ettim. 

10 Nisan 2017: Bir ayı geçti Doha'dayım. Geçen sene ağır bir kriz olmuş burada, ve işten çıkarmalar olmuş, maaşlar yarıya düşmüş bazı yerlerde. Ve maalesef en çok tercih edilecek turizm ayağı ise güvenlik endişesi ile rafa kalkmış durumda. Burası gerçekten güvenlik dolu bir ülke ve kendinizi hayatın rahat akışına kaptırıyorsunuz hiç düşünmeden. Her gün ayrı olayla sarsılan ülke bana bile şu an sıkıntı veriyor. Burada marketlerde özellikle Kozmetik, mutfak ve Hijyen ürünleri %50 oranında daha pahalı. Şehrin neredeyse her yanı kazılıyor, inşaat şirketleri her yerde. Türk şirketleri de var, çalışanlar ise genellikle filipinli, hintli, mısırlı. 

Önemli web portalları: http://www.qatarliving.com/ http://www.gulf-times.com/classified bu gazetenin ilanlar sayfasında günlük iş ilanlarını takip edebiliyorsunuz. Emlak için https://www.justproperty.qa/ sitesine göz atılabilir. Ofis kiraları ise ortalama 1000 qr den m2 için başlıyor Pearl, West Bay bölgesinde. İçeri doğru ise daha büyük ofisler 100 m2 olarak 10000 qr olarak kiralanabilir. Ancak ofiste ağırlama dönemi çoğu yerder bittiği için otellerde lobilerde toplantı yapmak daha yaygın.

Burada 4 meetup düzenledim. İlkinde burada yerleşik eski bir katarlı firmanın müdürü ile tanıştım ve çok yardımcı oldu. Türk şirketleri ile çalışmak istiyorlarmış onlarla bir proje yapacağız kısmet. Onun haricinde eğitim burada zayıf, mesleki eğitim üzerine danışmanlık şirketi kurulabilir. Ancak Katarlı bir firma ile ortaklık yapmak gerekiyor ve eğer Katarlı firma işinde iyi değilse o zaman danışman firmanın çok iyi olması gerekiyor yoksa işiniz sürüncemede o eksik, bu eksikle yürümez gitmez. Burada yemekle ilgili olarak Sanayi bölgesini ziyaret ettim. Artık fiyat ve kalitenin öne çıktığını söyledi eskiden fiyata aldırmazlarmış ancak rekabet artmış. Bence bu Türk üreticileri için fırsat, çünkü ne avrupa kadar pahalıyız ne de çin kadar kalitesisiz. 

10 Agustos 2017: Doha'da düzenlenen iki türk fuarına ziyaretçi olarak katıldım, çeşitli firma ziyaretleri yaptım. Doha'da yerleşik Türk'lerle irtibata geçtim. Pazar hakkında etraflıca bilgi sahibi olduktan sonra yaz için İstanbul'a döndüm. Bugün fuarda ziyaret ettiğim bir firmayla Doha'da yerleşik firmayla iş bağlantısı için yazışmalar yaptım. Bakalım inşallah  Katar için verdiğimiz emekler meyvesini verecek. Umutluyum. İnsan bir kez kendi işini yapmaya başlayınca artık müdürlük bile olsa bir firmaya ve bir başkasının idaresi altına girmeye yanaşmıyor. Gerçekten kendi işini yapmak çok önemliymiş ancak işe koyulduğumdan itibaren 2 sene geçti ve henüz finansal akış oturmadı. Maddi sorumluluğu ağır olan biri bu kadar süre dayanabilir miydi açıkçası bilemiyorum. 

30 Aralık 2017: Çocukken Jack London'un Martin Eden karakterine çok üzülmüştüm. Umutsuzca yazarlık denemesini ve geri çevrilişini sanıyorum çok içten canlandırmışım, neredeyse aynı yollardan geçtim umarım sonum ona benzemez. O en sonunda O başarıyordu ancak o kadar ağır bir yük altında ezilmişti ki sonunda kendini karanlık sulara bırakmıştı. Ağustos Aralık arası zorlu bir dönemden geçtim. Bu dönemde 'başkalarına hayallerinizden bahsetmeyin, başaramadığınızı gördükçe kendi komforlu alanından çıkmadığı için kendini iyi hisseder üstelik bir de sizi hayallerinizin peşinden gittiğiniz için kötü hissettirir''i iliklerime kadar hissettim. Ne hasta olduğum kaldı işimi bırakıp kendi işimi yapmaya karar verdiğim için ne de onlara göre başaramadığım için o küçümseyen bakışlar. İki yıl önceye dönme fırsatı verselerdi şimdi bu eziyeti kendime halen yapar mıydım inanın bilmiyorum. Belki emeklilik dönemini beklerdim. Şimdi de yeni karar aldım artık kimseye işimin gidişatı ile ilgili detay vermiyorum. Soran oldu mu da çok iyi, memnunum diyorum. Eskiden böyle insanlara sinir olurdum suda yürür izini belli etmezlerdi en son iş bitince haber verirlerdi. Maalesef onlar da haklılarmış.

Bir yandan beni bu zorlu süreç değiştirdi. İnsanları tanımak için çok iyi bir fırsat oldu. Mesela çok yumuşak bir insandım. Arkadaşım para istemek için mesaj attığında sadece istedi diye işi olsun diye havale çıkarmışlığım vardır. Bir arkadaşım İstanbul'da tek yaşıyordu. Elimden gelen her imkanı onun için kullandım. Ekonomik olmasına gerek yoktu hasta oldu doktor buldum, müşterisi geldi onun için organizasyon yaptım. Mesela benim ofis için onun fikrine ihtiyacım oldu. Bilin bakalım ne oldu? Başı ağrıdı, yorgundu, işi çıktı ve gelmedi. Şimdi kimsenin sorununu derdini kendi üzerime almıyorum. Dinliyorum, yapabileceğim bir şey varsa yapıyorum yine daha banane safhasına geçemedim ama duygusal yükünü taşımıyorum. Ayrıca iş hayatında patronların dünyasına girme fırsatım oldu. Şu var ki ne kadar üst düzeye çıkarsanız çıkın, bir yerden maaş aldığınız sürece patronlar dünyalarını asla çalışanlara açmıyorlar. Orada çok kaygan ve acımasız bir dünya var. Bu iki sene de 25 yıllık çalışma hayatımda edinmediğim türde deneyim edindim. Asgari ücreti hep az bulmuşumdur ancak asgari ücretle bile olsa birini istihdam edemedim bu da işin acı gerçeği. Çok büyük bir maliyet birinin sorumluluğunu almak. Suyun öbür tarafına geçmeyince insan bazı şeyleri anlayamıyor. 

Bu süreçte ne öğrendim dersen akışta olmayı. Akıntıya kürek sallamanın bir önemi olmadığını. Bir müşterimle toplantı yaptık ve onlar 5 senelik proje üretiyorlardı. Bizim ürünümüz 6-7 seneye uzatacaktı ancak bu durumda değişiklik yapmaları gerekiyordu ve yanaşmıyorlardı. Ürün sahibi   'Kimseye işlerini nasıl yapacaklarını öğretme misyonumuz yok' dedi. Haklıydı. Eskiden uğraşır, didinir kafamı ona yorardım. Oysa artık kimse hedef müşteri kimin ihtiyacı varsa ona yöneliyorum. Bir de özel hayatımda birini çıkarmak çok uzun bir süreçti benim için. İş hayatında buna alışıyorsun ve işine yaramayanı anında ilişiği kesiyorsun. Hem vakit kaybını önlüyor hem vaktini paraya çevirecek başkalarına yatırıyorsun. Ümidi kalmamış ilişkileri verimli hale getirmeyi bıraktım hem özel hem iş hayatımda.

Bu süreçte beni en çok zorlayan, sıcak paraya kavuşamamak oldu. Distributor-Toptancı-Perakendeci-Müşteri zincirine bir yerden girmek oldukça zorlu. Bu durumda son müşteriye ulaşmak gerekiyor. Buna alışmak  için çorap için online site açtım ancak online satışta inanılmaz bir rekabet var satıcılar arasında. En son Fiverr üzerinden hizmetleri parçalayarak vermek amacıyla hesap açtım. Buradan talepler gelmeye başladı. Burasının verimli olacağını düşünüyorum 2018'de.

Bu yazıyı buraya kadar okuyan herkesin yeni yılını kutluyorum. Sağlıklı, Başarılı ve mutlu bir yıl diliyorum hepimiz için.

07 Agustos 2018: Tekrar ofis hayatıma başladım. Danışman olarak hizmet verdiğim firma; ofis olarak hizmet vermeye karar verince yollarımız birleşti. Aslında istediğim bu muydu değil di.. Ancak başlarda çok yadırgadımsa da şimdilerde alıştım. Beylikdüzünde ofis tuttuk. Bir Suudi Arabistanlı bir mısırlıyla birlikte. Bugün itibari ile hesabım sıfır da borç da sıfır. Insallah bundan sonra tekrar ivme yukarı gösterir. İş hayatına atılmamın üzerinden 2,5 yıl geçti en kötü ihtimalle dediğim ne varsa o oldu. Bundan sonra en kötü ihtimal barajımı belli bir standardı koruyacak şekilde güncellemem gerekecek. O kadar çok açılmayan kapı çaldım ki sanki bundan sonra da kapılar hiç açılmayacakmış gibi geliyor. İnsanın hayatında şans ne kadar önemli bir faktör; iş kapmak için; doğru yerde olmak için; iyi bir ürün kollamak için; fırsatın geldiğini anlamak için şans gerek. Böyle tırmalama modundan bir türlü çıkamıyorum. Arada kişisel gelişim yazıları okuyorum. Bugün para nasıl çekilir konulu bir yazı okudum. Böyle paranın cüzdandan; banka hesaplarından fışkırdığını düşünün diyordu. Bir de bunu deneyelim bakalım. Fiverr üzerinden soru çok yanıtladım ancak paraya dönmedi. Sadece Istanbul'da yaşayan bir arkadaşım Fiverr üzerinden hizmetimi görünce benzer iş teklif etti. Böyle bakarsak para kazandırdı diye düşünebilirim. Eskiden gözü sadece para da olan kişilere çok kızardım şu an tanıştığım insanın parası yoksa ya da para kazandırma ihtimali yoksa selam bile vermek gelmiyor içimden... güleyim mi kendime kızayım mı bilemiyorum. Öncelikle herşey para kazandırmaya yönelik artık. Para yoksa vakit kaybı. Ne diyelim kişi kınamadığını yaşamadan ölmezmiş. Paragöz olmak da varmış. 

22 Mayıs 2019: Fiverr üzerinden verdiğim ilanlardan sene başından itibaren dönüş olmaya başladı. İlk önce İsrail'den bir firma araştırma yapmamı istedi. Sonrasında Almanya'dan bir firma geldi ziyarete. En sonunda Kenya'dan bir firma hem hizmet istedi hem de mal tedariği. Geçen hafta ilk kargomu yaptım çocuk kıyafeti üzerine. Düşünüyorum da hep yurt dışına mal göndermek istemişimdir ancak böyle başlayacağım aklıma gelmezdi. En basitinden başladık; web sitelerinden seçili kıyafetler ve çocuk kıyafetlerinden oluşan mini set. İhracat bile sayılmaz. Kargo firması faturayı kendi adına alıyor ve kilo başına yolluyor. Kargoyu da kendim taşıyarak teslim ettim. İnşallah güzel siparişler olarak devamı gelir. Bir sene olmuş en son geçen Ağustos'ta yazmışım. Sakin bir seneydi, hep araştırmayla geçti. Bu arada para blokajlarıyla ilgili arınma çalışmaları yaptım. 

25 Aralık 2019: Hayatın size ne zaman göz kırpacağını bilemezsiniz! Bu aralar en sevdiğim slogan. 4 gün sonra yeni maceralara yelken açıyorum. Ağustos ayında Umman'dan medikal malzeme almak için bir müşteri gelmişti. O kadar isteksizce yanıt vermiştim ki talebine nasıl olsa boş çıkacak diye...
Şaşırttı, 3 gün içinde Istanbul'a geldi ve 1 hafta boyunca Ankara dahil çeşitli firmalara gittik. Zaten kaybedecek bir şeyim yok diye Umman'a iadeyi ziyaret yapmak istiyorum dedim. Katar'da başlayıp devamını getiremediğimi Maskat'ta bir kez daha deneyeceğim. Bu arada Fiverr üzerinden tanıştığım Dave ile londrada buluştum ve ilk numunemi gönderdim. Para hariç herşey tamam hayatımda onun akışını bir türlü sağlayamıyorum. Para ile ilgili bir makale yazdım, çünkü para da bir enerjiyse gelişini neyle bloke ediyorum çözmem lazım diye düşünüyorum. Yeni sene, yeni ümitler ve yeni başlangıçlar. Öncelikle kendime ve sonra size ve bütün insanlığa mutlu, başarılı, üretken, sevgi dolu ve para dolu, güzel iklimlerde güzel yiyeceklerle ve kıyafetlerle dolu musmutlu bir yıl diliyorum. 

12 Ocak 2020:
Umman seyahatim umduğumdan daha güzel geçti. Çok güzel anılarla ülkeye dönüyorum. İş anlamında Umman'da yapılabilecek çok şey var. Parası çok değerli 15 TL. Dolayısıyla marketlerde herşey ortalama 0.5 riyalden başlıyor yani 7.5 TL... asgari ücretin bile 1400 USD civarında olduğu bir ülkede gerisini siz düşünün. Ancak parkları ve açık alanları ve mis kokulu denizi ile Ekim-Nisan arası sahiden yaşanabilir ülke. Ülkede güzel bir düzen var, sanayi bölgesi şehrin dışına çıkarılmış, Hindistan yakın olduğu için ülkede iş gücü çoğunlukla Hindistanlılar tarafından sağlanıyor ayrıca hindistan lobisi de varmış. Ancak Umman'da herkes devletten para almıyor Katar gibi, bu nedenle iş hayatının her kademesinde Ummanlıları görebiliyorsunuz. Ofis açmayla ilgili bir planımız var Zahran'la... 

06 Mart 2020: İstanbul'u, partner çalışan olarak Suudi Arabistan'lı partnerimle yürüttüğüm işimi ve ailemi bırakarak Muğla / Ortaca'ya taşınıyorum. Muscat'ta güzel bir 14 gün geçirdikten sonra İstanbul'a geldim. Ofisimizi Taksim Osmanbeye taşıdık ve haftasında Ortaca'ya taşındım. Kendi işimi kurmanın sonucunda geldiğim nokta bol deneyim, hep bir umut hep beklemede kalma, kredi kartına bir miktar borç, ne ev, ne iş, ne eş, ne çoluk çocuk olmak üzere belli bir yere ait olamadan hayata yeniden başlayacağım. Ama ne var derseniz beni öldürmeyen acı güçlendirir misali kendimi inanılmaz iyi hissediyorum. Yeni başlangıçlar için hazırım. Kendi hayatım değişirken üstüne üstlük dünya da bir acayip, ne virüsü biter ne depremi.. kim bilir kaç gün evlerde kalacağız kafeler bile kapalı. Olsun bu da bir deneyim. Bu bloğu yazmaktaki amacım kendi işini kurmak isteyenlere bir nebze faydalı olmaktı ama sanıyorum ki iş kurma değil iş kurmama üzerine faydası olacak. Yine de bana kattığı deneyim açısıdan hakkını yiyemem. Belki de zenginlik böyle bir şeydir. Deneyimden zenginlik...

08 Haziran 2020: Hayat siz plan yaparken kafasına göre takılır mı öyle bir şey okumuştum. Corona virüs bir anda suyun akışını değiştirdi. Mart ayında Ortaca'ya gittikten tam 10 gün sonra yazıyla sadece on gün sonra virüsün hayatımızı etkileyeceği anlaşıldıktan sonra İstanbul'a geri döndüm. 2.5 aylık kısıtlama günlerinden sonra tekrar işe güce asılmanın zamanı geldi. Üst üste gelen hesapsız harcamalardan sonra hesabım eksi bakiyelerde ama güzel bir haberim var nihayet ticari olarak satışa sunabileceğim ürünümü buldum. Bu günlerde paketlenmiş numuneler ve maliyetler için çalışıyorum. Sonra yatırımcı bulup piyasaya süreceğim inşallah. Cebimde nakit kalmamışken projemin olması şahane bir his. Ayrıca şu an umman'a malzeme gönderebilirim ama yine nakit yüzünden beklemede. Muhtemelen bir firmada işe başlayıp sermaye yapmam gerekecek. At olur meydan olmaz, meydan olur at olmaz benim için yazılmış sanki.Neyse duamızı edelim. "Zengin eden de yoksul kılan da O'dur." 
aynı günün devamında ilk yatırımcım %1 şirket hissesi karşılığında 100 TL nakit ödedi. Geri dönüş çok hızlı oldu:) teşekkürler Rabbim! Doğrusu çok hoşuma gitti. İlk defa ürünüm için geliştirdiğim projeme yatırımcı çektim. yatırımcımın yeğenim olması ve 16 yaşında olması ayrıca gurur verdi. Geleceğe ve gençlere yatırım. İsmini şimdilik saklı tutuyorum ama sonrasında yazacağım.

29 Agustos 2020: 
Bazı insanlar var, bir gün görüşürsünüz ve hayatınızın eksenini değiştirirler. Tolga arkadaşımla bayramdan önce neler yapabiliriz birlikte diye görüşme kararı almıştık. Görüşmede İngiltere'ye gideceğini söyledi. Ben de Ankara Antlaşmasını hep duymama rağmen bir türlü cesaret edip başvurmamıştım. Antlaşma sene sonu biteceği için Tolga'dan hevesle Ingiltere'ye kendi işimi yapmak üzere başvurma kararı aldım.
İş planı yaparken aslında bu 5 sene içerisinde ne kadar yol almışım onu fark ettim. İş planım aslında İstanbul'da yaptığım işimin karbon kopyası olacak. Eskiden şanslı olmak isterdim, ama şimdi bakıyorum da bir işi defalarca yapıp yıkmak mükemmelliğe götürüyormuş o iste ustalaşıyormuşuz. Örneğin ben dünyanın her yerinde evel Allah, iş kuracak, network yapacak, sıfırdan hayat kuracak ve çevre yapacak konuma gelmişim. Bu şanslı olmaktan da güzel,şans başka insanların size verdiğini olanak halbuki bu artık gücünüzün kendinizden çıkması demek.

10 Eylül 2020
Bugün benim için anlamlı bir gün. Bu sabah pasaportumu vize başvuru merkezine verdim. Sonuç konusunda olumlu düşünüyorum. Ankara antlaşması için bir iş planı yapmak gerekiyor. Dış ticaret ve marketing danışmanlığı olarak planımı hazırladım. Bu iş planını yapmak kendimi çok iyi hissettirdi. Profesyonel hayatımda nereden nereye gelmişim, neler başarmışım. İnsan yaşarken pek anlamıyor ama kağıt üzerine dökülünce ne çok şey yapmışım. Elektrik bürosunda çizim elemanı stajıyla başladığım kariyerim Londra'da kendi işimi kurmaya kadar uzandıysa güzel şeyler olmuş demek. Allaha şükürler olsun yolun istikameti güzel. 7 Eylül 2015 yani bundan tam 5 sene önce Istanbul'da kendi işimi yapmanın heyecanı içerisindeydim. O zaman da Londra'mı Istanbul mu diye düşünmüştüm. Aslında burada tecrübe yapar sonra da Londra'da devam ederim diye düşündüğümü hatırlıyorum. 5 senede çok şey yaşadım. Çok ağladım. arzu ettiğim paraları kazanmak bir yana biriktirdiğim paradan hariç özel hayatla birleşince borçlandım. Karakterim, iş yapma stilim değişti ben 5 önceki aynı insan değilim. Özellikle çoğu insanın tek başarı ölçüsü para olduğundan onların gözüne yetecek miktarda para kazanamadığım için başarısız oldum. Halbuki bu hayata tecrübe etmeye gelmiştik biz öyle değil mi? Neyse en azından beni gerçekten destekleyen yakın ailem ve sağlam dostlarım vardı yolum doğruydu ve biliyordum güzel bir yere akacağını. Öyle de oldu çok şükür. 
Londra'da yapacağım iş konusunda hiç tereddütüm olmadı. Neredeyse İstanbul'da yaptıklarımın karbon kopyası.
Şahıs şirketi kuracağım.
Istanbul Ticaret odası yerine London Ticaret odasına kayıt olacağım.
Wix'ten yine sitemi güncelleyeceğim.
Bir farkla bu kez kendi ürünümü pazarlayacağım. www.fluffyshower.com

Londra'ya geçmeden önce burada tanıdığım iş dünyasından tiplemeleri özet geçeceğim. 
-Piyasanın Kurtları: Çok uzun zamandır piyasada olup. bütün dinamiklerini bilen ve bunları kendi lehine kullamakta usta olan tipler. Bunlarda kendi işini yeni kuran gözü açılmamış çömezleri anında tespit eden bir radar var. Para vaad etmezler ama iş yapmayı vaad ederler. Kendi çevreleriyle ve iş birikimleriyle size katkısı olacağınızı düşünürsünüz ama onlar çoktan sizden faydalanmaya başlamışlardır. Onun için çalışır, çabalar güzel işler yaparsınız ancak paraya çabanız paraya dönmez. Belki kendi ilk zamanlarını hatırlattığı için sizin çırpındığınızı görür ama para getirecek işleri hep kendine saklar. İlk tanıştığım iş adamıyla 6 ay birlikte hareket ettikten sonra yolları ayırdım. Kendi işimde yeniydim ama iş hayatında o kadar da yeni değildim.

-Piyasanın araştırmacıları: Bu tipler habire sorar. Ürün sorar, fiyat sorar, firma sorar, akıl sorar. Sorarda sorar öyle ya soru sormak bedava. Bir iki üç beş yanıtlarsınız, müşteri kazanmak için sabredersiniz. Bir bakmışssınız adam sizden aldığı bilgileri ya kendi kontağıyla pazarlık için kullanıyor ya da karar verirken veri olarak kullanıyor. Suudi Arabistan için konteyner fiyatı istiyor mesela. Ben iyi fiyat alıyorum müşteriye bildiriyorum. Bu bana teşekkür ediyor, sonra dönüyor kendi lojistik sağlayıcısına diyor ben bu fiyata aldım iniyorsan in yoksa öbür firmadan yükleyeceğim. Firma bakıyor müşteri piyasa fiyatına ulaşmış iniyor. Benim emeğimi kullanarak kendine para kazandırıyor burası güzel ama dönüp de demiyor bu fiyatı senin sayende aldım bu da senin ya da bu işi de sen yap biraz para kazan. 

-Piyasanın kararsızları: Bu tiplerde parası çok olup, ne yapacağı hakkında bir fikri olmayanlar. Bunlar herşeyi yapmak ister ama genelde bir şey yapmaz. Konuşup dururlar. Mesela giyim mağazası açacağım diyor müşteri. Merter'de satış yerleri varmış. Evet var, konsept ne? Bilmiyorum, hedef kitle? yaş aralığı? Ben mal alır ve yüklerim ama hangi malı alacağını belirleyemem. Mağaza için danışman tutalım o bir konsept yaratsın ben de lojistiği organize edeyim. Daha ne yapabilirim ki? 

-Piyasanın uyanıkları: Bu tipler de paralı ancak ne yapacağı hakkında bilgisi olmayan insanları radar gibi yakalıyorlar. Kontrat üzerinden büyük paralar vaad ediyorlar. 10 Konteyner şeker, 120ton altın. Bir tanesi birlikte iş yaptığım iş insanına yapıştı. 120 ton altın alım satımına aracılık edecek güya 50 sayfa anlaşma var işlem bitince de 100 milyon hesaba gelecek. Ne kadar dediysem bulaşma diye dinletemedim. Altın işleyen firmaları aradım. Sağolsun bilgi verdiler. Hanımefendi uzak durun,  senede bir kaç kez duyuyoruz insanları dolandırıyorlar diye. Neyse bir sabah baktım benim kimliğimi istedi güya onun pasaportunun gerçek olduğuna dair yer alacak. Dedim sorry. Bunu imzalamam adımın FBI da dolaşmasını istemem. Bunlar en iyi ihtimalle pasaport dolandırıcısı. Aylar sonra ne oldu altın işi dedim. Kem küm fishing miş dedi. Kendi işinizi kurmada önce kurallarınızı belirleyin. Ben beni zora sokacak hiç bir şeyde yer almamaya karar verdiğim için 100 milyonda olsa 1 milyar da olsa bu tip işlerden uzak durmayı başardım.

-Piyasanın oturmuşları: Bu tipler kendi işini kurmuş bütün zorlu yollardan geçmiş belli bir çizgiyi yakalamış parasını kazanan kendi işinde gücünde olan insanlar. Bunlar ne ser ne sır verir. Güzel güzel  kendi işlerini yürütür size bulaşmaz ama sizi bırakmaz da. 

-Piyasanın ılımlıları: Bunlar sizinle benzer deneyimlerden geçmekte olanlar. Henüz ne kurt olmuşlar, ne de iyice kendi içlerine dönmüşler. Fikir alışverişi yapmak için ideal.


16 Kasım 2020:
Uzaklar yakın, imkansız görünen hayaller bir gün gerçek olabilirmiş. Küçücük bir çocukken İngilizce kitaplardan Londra'ya aşık olmuştum. Barbara Cartland romans'ları Hyde Park'ta yürüyerek gelen güvercinler... 20'li yaşlarımda Au-pair olarak gitmek istemiştim. Taksimde bir acenteye gittiğimde benden o kadar büyük bir para istemişti ki, maaşımla biriktiremeyeceğimden vazgeçmiştim. Sonra bu fikir aklımdan uçtu gitti. Seneler boyunca ara ara aklıma gelen Ankara Antlaşması nihayet avucumun içinde duruyor. Herşey 4 ay içinde olup bitti.
İki gün önce vizemi aldım. Pasaportumun olduğu zarfı açarken hayatımın en kısa ve en uzun anıydı. Resmen anda bükülme yaşadım. When you arrive in the UK cümlesini gördüğümde bu kadar dedim. İşte senelerdir beklediğim, acaba olur mu nasıl olur dediğim Ankara antlaşması avucumun içinde. Gözlerim doldu bir an sevinçten mi, hüzünden mi bilemedim. Şu an karantina var İngiltere de. O bittikten sonra 8 Şubata kadar uçmak için vaktim var. Yapılacak bir sürü iş var, oda ayarlanacak, karantina süresini bir şekilde halletmek gerekiyor. Alışveriş yapılacak. İngilterede yaşayanların oluşturduğu facebook grupları var. Oradan insanlarla irtibata geçtim. Bu kez her seferinin aksine heyecan yok. Gerçekten havalara uçmam gereken zamanda buruk bir tebessüm var. Hayat beni bu kez nereye yollayacak?

Bir yandan kendi ürünüm atölyeden çıktı, web sitem hazır, www.fluffyshower.com instagram sayfamdan yayın yapmaya başladım. İlk parti malın etiketinden ambalajına tasarımına herşeyiyle tek tek ilgilendim. Yeni bir ürün çıkarmak güzel bir duyguymuş. Ortaya bir şey çıkıyor en nihayetinde. İngilterede bu ürünü dağıtmayı düşünüyorum. 






25 Aralık 2020:
Hayat ne enteresan. Hem hiç ilerlemiyormuş gibi hem hızına yetişilmiyormuş gibi. Bu satırları Londra'dan yazıyorum. Londra'ya yerleşeli 7.günüm. 10 gün self izolasyondayım. İlk 7 gün şaşkınlığımı yaşamakla geçti. Bu arada ofis için hazırlıklarımı da yaptım. Aslında İstanbul'da ofis kurarken yaptığım aşamaları bir bir buraya uyarlıyorum sadece. Wix'ten web sitemi güncelledim. 
https://yourvirtualofficelondon.co.uk/ Kendime ofis adresi ve company house için adres aldım. Sole Trader olarak kaydımı yapacağım.

Burada işler daha hızlı ve kolay. Fatura bastırmak zorunda değilmiştim. Proforma fatura gibi şablon hazırlayıp faturamı keseceğim. Belirli bir rakama kadar sigorta ödememe gerek yok. Her ülkenin kuralı farklı olduğu için tekrar hepsine çalışmam gerekecek. 

Buraya kadar geleceğimi hiç düşünmemiştim, bana bile süpriz oldu. 2015 yılında ofise karar verdiğimde İstanbul mu Londra mı diye çok düşünmüştüm. Sonra Londra çok pahalı olur, param çabuk biter diye İstanbul'a karar kılmıştım.  Şu an daha kısıtlı bir bütçeyle buradayım. Umarım 5 senelik bilgi birikimim burada çok daha çabuk sonuç verir. Şu an Covid ve yılbaşı nedeniyle hayat neredeyse durmuş halde burada. Ama yılbaşından sonra ve Brexit'ten sonra burası canlanır diye düşünüyorum. 


Thames Nehrinin kenarına oturdum ve yazmaya başladım.

2 Şubat 2021 Salı. Londra'ya gelişimin üzerinden 44 gün geçti. Bu yazıyı Times Nehrinin kenarında yazıyorum. O kadar olağan dışı zamanlardan geçiyoruz ki. Covid yüzünden İngiltere'de lockdown uygulanıyor. Sokağa çıkmak serbest. Süpermarketler, parklar, nehir kıyısı  eczaneler açık. Evlerde oturmak zorunda değiliz, bizi burada evde tutan tek şey hava diyebilirim. Bazı günler çok yağışlı ve soğuk oluyor. Öyle günlerde henüz dışarının keyfini çıkarmaya alışamadım.

Biraz geriden geleyim. Istanbul'da Covid'in seyrini beklerken birden Londra'da kalacak bir ev buldum, ve ilerinin belirsizliğindense bir an önce gitmeye karar verdim ve 18 Aralık'ta Londra'ya uçtum. Gelirken hava limanı neredeyse boştu. Uçuş bileti olmayanı alana almadıklarını fark ettim. Kızkardeşim beni gate'e yolcu etti ve daha önce 4 kez geldiğim ancak belirsizlik yüzünden beni ne beklediğini bilmediğim yeni bir yaşama doğru havalandım.
 
Londra'ya indiğimde ev sahibim beni metrodan karşıladı. 15 dakika yürüyüşten ve kilisenin bahçesinde bir mola verdikten sonra eve geldik. Tek katlı iki odalı şirin bir ev beni bekliyordu ve ev sahibim akşam yemeğini hazır etmişti bile. Bundan daha fazla ne umud edebilirdim ki?

Hem saat farkından, hem yol yorgunluğundan hem de vize için başvuru yaptığım Ağustos ayından beri yaşadığım belirsizlikten dolayı bitmiştim. Erkenden uyuya kaldım. Londra'da 10 gün self-karantina uygulaması başlamıştı ve evde 10 günlük bekleyişim başladı. İstanbul'dan biraz iş getirdiğim için 10 gün hızlıca geçti. 11.gün heyecanla uyandım ve yaşasın özgürlük! Allah senelerini demir parmaklar arsında geçirenlere yardım etsin. Sokağa çıkmak başlı başına bir zenginlikmiş. Kaldığım evin şöyle bir güzelliği daha var, Tower Bridge 15 dakika, London Bridge'e ise 20 dakika yürüme mesafesinde. Londra için bu çok önemli bir avantaj. Londra oldukça büyük bir alan ve ulaşım önemli giderlerden biri. 
Kendi işimle ilgili sanal bir ofise kayıt yaptım. Polis kaydı yapmak, banka hesabı açmak, sağlık sistemine kayıt olmak, telefon alma hepsi birbirine bağlı. Daha önce bu işlemleri bitirmiş insanlar çeşitli sosyal medya platformları üzerinden birbirine yardımcı oluyor, ayrıca ev sahibimin burada 10 yılda fazla deneyiminin olması benim tüm işlerimde yardımcı olması beni çok rahatlattı.

05 Şubat 2021: Cuma
Çarşamba günü birden yağmur başlayınca yazım yarıda kaldı. Bugün güneşli son gün. Yarın yağmur bekleniyor sonraki 3 gün kar. Londra'yı hep karlar altında görmek istemiştim. Karlar altında Londra şahane olacak diye düşünüyorum. Şu anda karşımda Tower of London var. 2011 senesinde ilk geldiğimde Tower of London'u hayranlıkla gezmiştim. Kraliyet mücevherlerinin sergilendiği bir bölüm var. bakan geçsin diye yürüyen merdivenle geçebiliyorsunuz önünden. o kadar güzellerdi ki bir kaç kez seyretmek için kuyruğa girmiştim. Aradan 10 sene geçmiş ve bu mücevherlere yaklaşık olarak 300 mt mesafedeyim. Aramızda Thames Nehri ve bir kaç kalın duvar var. 
İş güç kısmında halen Londra'da yaşadığımın ve burada kendi işimi kurmak üzere bulunduğum gerçeğiyle barışamadım. Sanki her şey bir rüya ve ben bu rüyanın tam ortasına düştüm. Bugün burası insanlarla dolu aynı eski güzel günlerdeki gibi. Bu Covid bittiği zaman inşallah buralar eski güzel canlılığına kavuşacak.
İş konusunda hem birşeyler yapıyormuşum gibi hem de teker çeviren fare gibi bir yere varmadan çaba gösteriyormuşum gibi. İstanbul'daki kontaklarım ve yurtdışındaki kontaklarımla temas halindeyim. Internations'da ilk toplantımı start-up üzerine yaptım. Ankara Antlasmalılarla aksamları Zoom toplantısı yapıyorum. Yemek yapmak için alışverişe çıkıyorum.
Burada da indirim marketleri var. Yumurta mesela 10'lu yumurta 1 pound'a da var. 1.25'e 1.70 ve 2.10 da gördüm. İlk bir kaç hafta hangi markette ne var onları tespit etmekle geçti. Bulunduğum yerde Türk marketi var. St James Market. Kuru Gıdalardan ambalajlı türk markalarına herşey var. Bir de burada Ahmed Tea var İstanbul'da genel merkezi Dünya Ticaret Merkezindeydi yan komşumuz. Burada tadına baktım bayıldım. Et alışverişi için Helal Marketlerden birine karar kıldım. Et. tavuk fiyatları oldukça uygun burada. Balık koronodan sebep kaldırılmış marketlerden sadece dondurulmuş olanları var. Giyim mağazaları ise sadece online alışveriş için müsait.
2 hafta önce bir emlakcıyı ziyarete gittim. Burada Türk mahallesi var Harringey, sıra sıra tüm kepab, perde, emlak, halı ve bilimum mağazaları bulabileceğiniz türk mahallesi. Türk mahallesi dediğime bakmayın, başka nasıl ifade edilir bilmiyorum. Türkiye'de göz ardı edilen etnik köken burada çok bariz. Hiç ingilizce bilmeyen türklerin tercihi Harringey, Wood Green. Benim Allah'a şükür ingilizce ve diğer insanlara karışmada iyi olduğum için şimdilik sadece gözetlemekle yetiniyorum. Virüs önlemleri bitince dernekler açılınca tek tek ziyaret etmeyi düşünüyorum. Londra'daysam hakkını vermeliyim.
FluffyShower banyo lifinden 4 tane sattım. İlk siftahı bir Hinte yaptım. Derler ki bir hinte ürün satabildiysen o ürün olmuştur. Hadi bakalım rastgele

10 Nisan 2021: Cumartesi
İngiltere'nin güçlü bir gıda toptancısında 1 aydır kontrat uzerınden hizmet veriyorum. O kadar yogun bır aydı ki bu tempoya tekrar geri döneceğim aklıma gelmezdi.
Hayat süprizlerle dolu. Hani bazı Türk filmleri olur ve yok artık dersiniz, senaryo bu kadar olur. Türk filmlerını aratmayan bir olay yaşadım. Bunu size anlatmam lazım. Bunun için biraz geriye gidiyorum.


İngiltereye gelmeden önce referans mektubu için bir firmayı ziyaret etmiştim. Üstelık Kurumsal bir markanın uzun süre satış müdürlüğünü yapmış bır arkadaşımı da davet etmiştim. Firmanın İngiltere için planları vardı belki ortaklaşa bir şeyler yaparız diye. Ziyaretine gittiğimiz firma sahibi nedense o gün bize karşı kapalıydı ne söylesek tersini söyledi. Hatta İngiltere de ne yapacaksınız, yok o parise gitmiş de 30 senedir orada yaşayan adamın evi mezbelelik gibiymişde anlayacağınız bizi destek olmak yerine köstek olmaya çalıştı. İngilterede büyük bir Gıda toptancısıyla tanışmış da zaten mal verecekmiş, biz de satarsak komisyon alırmışız gibi konuyla alakalı alakasız şeyler söyledi. Asıl film referans mektubumda yazılı olan saatı 70 Pound'dan danışmanlık hizmetini almayı kabul ediyorum kısmında koptu. Ben bunu imzalamam diye tutturdu. Yahu sadece 700 Tl yapıyor İngiltere gibi bir yerde saatlik hizmet için çok süper bir rakam neyse çıkar o bölümü o zaman dedim. Çıkardı, imzaladı, Hevesimi kırdı ama bir şey belli etmedim. Eve geldim referans mektubunu kullanmamaya karar verdim.
Aradan zaman geçti, kontratlı hizmet verdiğim firmada satın almayla ilgileniyorum. Bılın bakalım bu fırma hangi firma? Türkiye de beni kanırtan firmanın mal satmak istediği toptancı, 
aradan 2 hafta geçti bu firmaya whatsup'tan mesaj attım. Sızın görüştüğünüz fırma X firmasıydı değil mi dedim. Satın almada göreve başladım diye yazdım. Hemen cevap geldı. Super bizim mallardan satalım diye:))) Düşünelim dedimç Hayat süprizlerle dolu... Hakikaten senaryo yazsam ancak bu kadar yazabilirdim. Koskaca İngiltere'de kalk gel firmanın irtibatta oldugu ve mal satmak istediği firmada Satın almaya bak... E ne demişler, hor görme fakiri onun da bir duyanı var. Bir zamanlar fakir ama gururlu bir kadın vardı, şimdi yine gururlu ama güçlü.

Hizmet verdiğim firmada benim gibi Ankara antlaşmasıyla hizmet veren arkadaşlar var. Ofis ortamına uzun bir aradan sonra döndüm. Doğrusunu söyleyeyim ofis ortamını özlemişim, daha da enteresan olan sanki iş arkadaşlarımı uzun bir zamandır tanıyormuşum gibi çok çabuk kaynaştım. 5 senedir kendi işimi yaptığım için çalışan kafasından çıkmışım, şimdi geçmişte yaptığım davranışları mesai arkadaşlarımın yaptığını görünce tuhaf oluyorum. Patronumu da patron gibi değil, müşterim gibi görüyorum.

Banyo liflerimin bu hizmete başlamama da enteresan bir katkısı oldu. Firma sahibi beni görüşmeye çağırınca bir torbaya banyo lifi ürünlerimden 3 5 tane koydum, beni işe almasa da lifler için fikir isteyecektim. Önemli olan iş dünyasından birileriyle temasa geçebilmekti. Firma'nın yeri doğu Londra'da toptancıların olduğu bir sanayi sitesi. Firma sahibiyle yarım saatlik bir görüşme yaptık, görüşme güzel geçti. Odası gıda numuneleriyle doluydu. Tam karar kıldı hizmet almaya durdu hadi bana bir şey sat, satabilir misin dedi. Ben de güldüm, satıcam ben size zaten dedim torbayı açtım. Fluffy Shower numunelerimi masasına koydum bunlar benim ürünüm bu pazarda satmak istiyorum dedim. O şaşırdı ben de şaşırdım:)) Evirdi, çevirdi iki paket numuneyi kendine aldı. Bu ürünlerin kanserojen testini yap, bizim web sitesine koyarsın oradan da para kazanırsın dedi. Liflerimin hiçbir getirisi olmasa bile şu ana kadar bana bu kontratlı işi almamı sağladı.

Bu hafta sonu Banyo liflerimin ilk ticari üretimi için harekete geçtim Allah'a şükür. Atölye paketlemeyi dışarı verin deyince arada kalmıştım. Bugün paketleme işini de İstanbul'da tanıdığım tekstil atölyesi sahibi yaparım deyince mutlu oldum. Hayırlısıyla FluffyShower banyo liflerim görücüye hazırlanıyor.

27 Hazıran 2021
Karsımda Buckingham Palace sagımda Green Park yazmak için çok güzel bir ortam. Gözlerimi kapıyorum sarayın içinde dolanıyorum. Kraliçenin masasına davetliyim. ögleden sonra çay partisine davetliymişim. masa upuzun davetlıler çoktan yerini almış. başlamışlar bile. Dünya tarihini yönlendiren sayısız kararların alındığı bu mekanda tarif edilmesi güç bir enerji var. hem dingin hem dinamik. Belki de kralların ve kraliçelerin varlığı sıradan hayatlarımızda bir gün kral ya da kraliçe olabileceğimizin göstergesi olduğu için bu kadar çekici geliyor.
Ingilterede ki 6.ayımı bitirdim. 6 ay 10 günlük oldum. 6 ay benim için önemli. emekli oldugum zaman 6 ay gidip ingilterenin keyfini çıkaracağım diyordum. 6 Ayın 3 ayı karantina altında geçti, son 3 aydır da yoğun bir şekilde işlerimle ilgileniyorum. Gezmek bir yana alışveriş yapacak halim kalmıyor ama kraliçeyi ziyarete her zaman vaktim olur.
26 Mayıs'ta Polenist Foreing Trade and Marketing Consulting Services LTD şirketim açıldı. İkinci faturamı UK'nin en büyük etnik marketlere gıda dağıtımcılığı yapan fırmaya danısmanlık faturası olarak kestim. Şirketimin muhasebe işlerini İngiltere'ye gelmeme vesile olan Gain Financial danışmanlık firmasıyla yürütüyorum. Her ne kadar yavaşlılığımla ona saç baş yoldurtsam da burada başarılı olmam için elinden geleni yaptığını biliyorum. Hatta hizmette o kadar sınır yok ki alışverişte bile benimleler. İngiltere yolculuğumda bana yardımı olan iki kişinin yeri ayrı. 
Bu hafta Company house kaydımla bırlıkte reklam çıkmaya başlayacağım ve Londra Ticaret Odasına kaydımı yapacağım. Daha çok ingiliz firmalarına erişmeyi umuyorum
 Doğduğum aileyle geldiğim yeri kıyasladığımda sıfırdan zirveye tam beni tarif ediyor. Buradan da daha nereye yükselebilirim bilmiyorum. Allaha şükürler olsun ki görüntülü arama var, tam olarak yanımda olmasalarda özlediğim zaman kamerayı açıp konuşabilmek paha biçilemez. Eski zamanlarda sadece telefonla görüyormuş insanlar birbirlerini sadece sesle nereye kadar. Jetgiller gibi olduk, orada da bazı sahneler vardı kameralı konuşuyorlardı. Teknoloji de İnsanlık kadar eski olsa gerek sadece bize yeni ulaşıyor.
Banyo liflerim üretildi, bu hafta etiketleri basılacak. Onları burada görmek için sabırsızlanıyorum, urunlerim gelince belki Kraliçe'ye de bir adet hediye gönderirim kim bilir. Sonuçta herkesin kullanabileceği bir şey. 
İngiltere iş hayatı hakkında henüz çok bir gözlem yapamadım, daha çok muhatap olduğum insanlar daha önce buraya gelmiş Türkler. Bir dönem gerçekten çok iyi paralar kazanmışlar ama şu an gerek brexit gerek ankara antlaşmasıyla paralı ve eğitimli kişilerin gelmesiyle rekabet zorlaşmış. 
Buraya geldiğimde sağlık kaydımı yaptırdım ücretsiz olarak, o kadar inceler ki eve sürekli mektup ya da sms geliyor. Pandemiden dolayı aşı için kaç defa mesaj geldi, sonra rutin tarama davetleri. Ayrım olmadan ücretsiz sağlık hizmeti almak paha biçilemez. Yoksulluk kağıdı ne yeşil kart gibi uygulama da yok sıradan vatandaş hangi hizmeti alıyorsa eşit.


07 Eylul 2021
Bugun kendi sirketimi kurmamin yil donumu... 6 yil gecmis dile kolay, basladigim gunu hatirliyorum, karisik duygular icinde simdi ne olacak, bu isin sonu nereye varacak, para kazanabilecek miyim? Basarili olabilecek miyim? biraz telas biraz endiseyle ciktigim yolda 6 yil gecmis. Su an Londra`da kendi sirketimle varim, banyo lifi urunlerim yola cikti bir kac haftaya raflarda yerini almis olur. Londra`da guzel ve buyuk bir firmada danismanlik yapiyorum. Bundan daha iyisi nasil olur? Hersey bir adimla baslar benimki de bir adimla basladi bana getirdikleri goturduklerinden cok cok daha fazla. Degistim, olaylara insanlara bakis acim degisti, tek basima ciktigim yolda beni destekleyen bir suru insan buldum, geriye cekmek isteyen insanlari hizlica geride biraktim. Simdi Londa`da Dis ticaret danismanligi uzerine kendi sirketim var, Londra ticaret odasina kaydimi yaptim bu hafta. Allaha sukurler olsun, kisa araliklarla batip ciktigimi hissetsemde uzun vadede geldigim yol kesinlikle sahane. Kovid gunlerinin etkisinin bitmesiyle is hayatinda daha fazla yer almayi hedefliyorum. 

30 Eylul 2021

Bugün özel bir gün benim için. Londra Ticaret odasının üyeleri için organize ettiği toplantıya katıldım. Queen Street. 33 numara. Kraliçe sokağında yaklaşık 30 üyenin katıldığı bir toplantıda kendi firmamı temsilen orada bulunmak paha biçilemez, bugün gurur duydum kendimle, başladığım noktayla geldiğim yere Allah'a şükürler olsun. 
Londra Ticaret Odasının bir sürü etkinliği oluyormuş, bazı deneyimli üyeler ücretsiz danışmanlık veriyormuş. Ben de Türkiye için ücretsiz danışmanlık vermeye karar verdim. Hayatta yaşadığımı anladığım ender anlardan biriydi, güzel bir deneyimdi. Toplantı odasını istediğimiz zaman kullanabilir, toplantı yapabilirmişiz. İşte bu şahane, dünyanın en güzel şehri benim için İstanbul'dan sonra Londra artık, benim şehrim gözümün ve gönlümün doyduğu şehir. 



19 Subat 2023

Gecen hafta iki yıl aradan sonra Queen Street 33'e tekrar gittim, zaman ne kadar da hızlı geçmiş. Öncelikle ilk uzatmamı başarıyla aldığımı  söylemeliyim. 2025 yılına kadar vizem var artık. İlk vize uzatması en stresli olanıydı, Kasım 2021 yılında vize için basvurdum ve yaklaşık 4 aylık bir bekleyişten sonra vizem geldi. İlk işim 1.5 senedir uzakta olduğum ülkemi, İstanbul'u ailemi ziyaret etmek oldu. Danışmanlık verdiğim gıda firmasının işleri çok yoğun olduğu için kısa bir seyahat çok iyi geldi. Döndükten sonra işlerimi iletmek için kalıcı bir değişiklik yapmaya karar verdim. İş anlamında daha çok insana ulaşmak için MUSIAD UK'e uye oldum. Ülkemdeyken network anlamında özel oluşumlardan hep uzak durmuştum ancak tek başına çabalamak insanı bir yere kadar getiriyor, günün sonunda ister insan kaynağı olsun ister finans kaynağı olsun yeni bağlantılara ihtiyacımız oluyor.
FluffyShower ürünlerimi Etsy ve Ebay da listeledik ve ilk sayfada görünmeye başladılar. Bu işlem için profesyonel destek aldım. Ancak şaşırtıcı bir şekilde hiç sipariş gelmedi, Etsy ve Ebay son deneyeceğim yerdi ve olumlu bir 

Musiad UK London Liverpool Street üzerinde prestijli bir binada ofis tutmuş. İlk ziyaretimizi Musiad UK Sektör kurulları başkanı Özlem hanımın daveti üzerine yapıyorum. Atmosfer şahane, manzara şahane. Ben de Özlem hanımın cesaretlendirmesiyle Musiad UK Otomotiv Yedek Parca Sektor geliştiricisi rolünü üstlendim. Bu sene Haziran ayında Birmingham'da Automekanika fuarına Musiad UK olarak katılmayı organize edeceğim. 


İngiltere'de ikinci yılım ancak halen sadece ayakta kalabiliyorum, şöyle rahat rahat hareket edebileceğim kadar finansal imkanları henüz yaratamadım, ancak kendi işini yapmaya çalışan çoğu Ankara antlaşmalıların durumu bu şekilde. Covid ve Brexit sonrası İngiltere'de de hatırı sayılı bir miktar fiyat artışı oldu, özellikle kiralar ve yiyecek gözle görülür bir şekilde arttı. Türkiye'de enflasyona alışkın olduğumuz için biz şerbetliyiz çok etkilenmedik ancak yaşam alışkanlıklarını etkileyecek şekilde burada etkili oluyor.
Maalesef geçen hafta Maraş'ta çok büyük etkileri olan bir deprem oldu, maddi ve manevi etkisi uzun yıllar sürecek olan. Bu kez gerçekten kendi işimde başarılı olmamın çok önemli olduğunu inanıyorum, bağış kampanyaları düzenleniyor her yerde ve gelecek için yeniden inşa etmemiz gerekiyor.


15 Temmuz 2023.
Bugun benim icin ozel bir gun. Ilk sicak satisimi yaptim. Turkiye'ye tatile gittigimde Tahtakale'den bir aksesuar firmasindan numune almistim. Bu kez planim, aksesuar satan yerleri dolasip 50-100 pound arasi satis toplayayip mali dagitmakti. Bu amacla Spatifield Markete Pinar arkadasimla bir ziyaret yapmaya karar verdik.




Bir kac magaza dolasip pazarda stand acmak nasil, kiralar nasil, aksesuar satislari nasil gidiyor diye bilgi aldik. Kimi yardimci oldu kimi degisik yaklasti ama yilmak yok. Bu ulkede ucuncu seneye giriyorum ve artik kendim icin bir seyler yapmanin zamani coktan geldi. Hem ne demisler bir satis icin 7 kez hayiri duymaya gonullu olmaliyiz.

Aksesuar fiyatlarimiz iyi, cesitlerimiz guzel olmasina ragmen bu pazarda alici bulamadik biz de Brinkley markete dogru ilerledik. Burada ilk girdigimiz pasajda aksesuar satan yerde durduk. Bu kez hic tereddut etmeden, Merhaba Toptan aksesuar satisi yapiyorum, urunlerle ilgilenir misiniz diye sordum.Ne var cantada dedi. Sergiledikten sonra ayirmaya kalkti ben de simdi satmayacagim urunu begen haftaya getireyim bunlar numune dedim. Adam o zaman simdi niye geldin haftaya gel dedi. Pinar arkadasimin mudahil olmasiyla oracikta hemen satis yaptik.

Senelerce kafa yor, pazarlama plani yap gel en klasik yontemle sicak satisi yap olayi bitir. Demek ki butun olay buymus bunca zaman selam ben bunu satiyorum ilgilenir misiniz diyemedigim icin satis maceramiz baslamamis.

Burdan sonrasi nasil ilerleyecek cok merak ediyorum. Ama icimden bir ses bu kez oldu diyor. Dogru yer, dogru urun.

02 Agustos 2024:
Cok uzun zamandir dusundugum ama harekete gecemedigim bir dusuncem vardi. Nihayet bir gaza gelip basladim. Haftaya Londra ticaret odasi toplanti salonunda kucuk bir gruba Uluslararasi Tedarik Zinciri ve Satinalma uzerine mini seminr veriyorum.
Bu toplanti icin Istanbul'dan yakin arkadasim Mursel Cavus bana katkida bulunuyor, sahane. Belki boyle planlasak olmazdi. Duyurabildigim tum mecralarda eventi haber verdim.
Toastmaster toplantilarindan toplanti yonetmeye aliskinim, o yuzden heyecan yapmiyorum ama sunumu erken hazirlasam bu kez cok iyi olacak.

16 Agustos 2024.

 

Ilk seminerimi duzenledigim icin gurur duyuyorum kendimle, gercekten toastmaster konusmalarimizda 5 dakikayi nasil dolduracagiz diye dusunurken, tam iki saatlik bir programi nasil dolduracagim diye son dakika beni iyi bir stress aldi. Soru cevap kismini biraz uzatirim diye dusundum, cunku yine her zamanki gibi son ana bıraktım, bu huyumu sevmiyorum ancak kriz yönetiminde gittikçe mükemmeleşşiyorum. 2015 yılından bu yana Toastmaster’a düzenli gitmemin çok büyük katkısı oldu.





Sabah ofise uğradığım için az daha kendi seminerime geç kalıyordum en çok bu stres yarattı bende.Londra Ticaret odası toplantı salonunu kiraladığım için gelen misafirleri karşılayan bir ekip vardı, beni diğer kapıdan salona aldılar. Toplantı odasında projeksiyon çay kahve hazırdı. Hemen laptopumu bilgisayara bağlayıp sunumu açtım. 20 dakika gecikmeyle başladık.

Bana destek olmak için İstanbul’dan çok yakın arkadaşım Mürsel Çavuş benimle birlikteydi. Misafirlerimizi birlikte karşıladık. 3 tane hiç tanımadığım kişi vardı. Herkes yerine geçtikten sonra kendimi tanıtarak başladım sunuma. Sonra her katılımcı kendini tanıttı kısaca ve başladım.

 

Ilk 25 dakikadan sonra çay kahve molası verdik, heyecanım oldukça yatışmıştı. Moladan sonra kısa bir work shop yaptırdım, keyifliydi yüzler gülüyordu. İkinci yarıda ise Yeni bir işe başlamadan önce yapılması gerekenler listesi sunumunu yaptım. Toplantı interaktif gitti. Toplantı sonunda beraber çay içtik. 

Uzun zamandır planladığım ancak hayat geçmesi uzun süren bu hayalim de bir çırpıda gerçekleşmişti. Tebrikleri kabul ederken tekrarının ne zaman olacağını sordular. Tekrar hazırlanarak sunumumu yeniden yapacağım.

 


 


12 Eylul 2024
Bugun uyesi oldugum Londra Ticaret Odasinin duzenlemis oldugu etkinlige katilacagim. Yatirimcilarin oldugu seckin 60 firmadan biri benim firmam.

Bugun dusundugum konular ise gecmisimde destekleyen oldugu kadar, kostek olan geri ceken kisiler de oldugu. Iyi ki lojistik firmasinin yilbasi partisi davetine orada mudurler var sen gidemezsin diyen directorum ya da ofis te bir cikis icin cabalarken mudurumun gelip ha ha ofis bekcisi dedigini dikkate alip kendimi ve hayallerimi kucultmemisim. Is hayatinda her turlu insanla karsilayoruz. Kimi destekci kimi ufuk aciyor kimi de sana limit cekmeye calisiyor. Oysaki hayalleri yaratan yaraticimiz var ve hepimizin hayali icin hazir bekliyor. Cok sukur bugunku farkindaligima.

29 Eylul 2024
Bugün iki güzel haberim var, Toastmaster'da sunumumla ilgili bir konuşma yaptım ve çok bilgilendirici oldu. İki slaytı burada paylaşmak istiyorum,


Bu sunum için güçlü yönlerim, alanımda çok fazla aktarılmaya hazır bilgi vardı, konuyla ilgili yetkinliğim gelebilecek her türlü soruya cevap verebilmemi sağlıyordu. İkincisi de toplantı yönetme konusunda yüzlerce pratiğim vardı. Beni zorlayan iki konu ise hazır değilsin, böyle bir toplantı yapmak seni aşar ya insanları memnun edemezsen boşver diyen negatif iç seslerim. Bunun üzerinden toplantı salonunu kiralayarak geldim böylece bu sesleri dinlemek için çok geç oldu ve tüm gücümü artık seminarı nasıl yapabileceğim üzerine kullandım. İkinci konu ise erteleme huyum, bunu söylemekten utanıyorum ama seminar gecesi öncesi saat gece 12 ben hala sunumumu bitirmeye uğraşıyordum. Bu sorunumu da şöyle çözdüm, bazı zanaatkarlar eserlerinin bir kısmını eksik bırakırlarmış, buradaki amaç insan olarak ne kadar uğraşırsak uğraşalım biz mükemmel olamayız. O nedenle bir kısım eksik bırakarak Yaratıcıya saygımızı sunuyor ve onun büyüklüğü karşısında eksik olduğumuzu kabul ediyormuşuz. Ben bu akımın doğal bir takipçisiyim, benim hayatımın özeti aslında bu, yarım yamalak, aceleye getirilmiş. Böylece oldu olmadı korkusunu bir kenara bırakıp seminarı tamamladım ve artık benim somutlaşmış bir hikayem var. Yeni tanıştığım kişilere artık hayalimden bahsetmiyorum, fotoğraflarımı gösteriyorum. Bir kez yaptım bir kez daha yapacağım Allah'ın izniyle. Bu hafta üniversitede Marketing Lecturer olan birisiyle tanıştım ve sunumumla çok ilgilendi, sizin gibi meslek içinden gelen kişileri konuşmacı olarak istiyoruz dedi. Tam bu benim işte.

İkinci güzel haberim ise, danışmanlık için bir firmayla daha anlaştım. Onlarca tekliften sonra ben kararlı oldukça insanlar da bana kararlılıkla dönmeye başladı. Banka bilgisi detayı çok önemli, bu aşamaya gelebilmek çok uzun zamanımı aldı. Çok şükür.



05 Subat 2025: Bir yil daha gecti, kendi isime basladigimdan bu yana saniyorum 9 uzun yil gecti, maddi olarak halen kendimi yeterli gormesemde deneyim olarak oldukca fazla deneyim kazandigimi dusunuyorum. Aralik - Ocak ayinda iki ay icin bir stajyerle calistim, ilk defa benim isteklerim icin hazirda bulunan bir kisi olmasi degisik bir duyguydu. Uretici firma bulma, sosyal medya postu olusturma gibi gorevler verdim. Bu arada guzel ve yenilikci bir urun buldum fuar ziyaretlerimin birisinde. Bu icecegi daha once calistigim Gida toptancisina sundum. 3 konteyner siparisi kesinlestirmek uzereyiz. Dubai de ise gida uzerine calistigim bir partnerim var, Boyle yazinca dunyaninin her bir yeriyle temas etmis gibi hissediyorum ancak henuz bunu potansiyel maddi guce cevirmek mumkun olmadi.

Dis ticaret egitimimle ilgili yeniden sunmam icin bir talep geldi, yine ucretsiz olarak hazirlayacagim. Ilk sunumu hazirlarken niyetim sadece sunmakti ancak daha sonra firmalara tanitim olarak gonderirken aslinda guzel bir sunum oldugunu dusundum, insanlar sunumumla gercekten ilgileniyorlardi.

10 Subat 2025: Bugunku is programimi paylasiyorum, Ogleden sonra Katar`dan is arkadaslarimla Afrika`da yaptiklari yeni bir olusumla ilgili is birligi icin toplantim var, sabah Dubai`ye numune  gondermistim o varmis, teklif hazirlamam gerekiyor, Ingiltere ve Turkiye tanitimini ustlendingim Italyan yapimi Sevendates iceceginin fuardaki ziyaretcilere hatirlatma mesaji yollamam gerekiyor ve yine ayni firmanin 200.000 euroluk siparisi icin nihayete erdirme calismasi yapiyorum. Dis Ticaret egitimim icin onumuzdeki hafta tekrarini yapmayi planliyorum. Bunlar icin Londra Ticaret odasina geldim. Bugunku yogun programimi ilerde hatirlamak icin kayda aliyorum. Bilin bakalim eksik olan ne? 

01 Mayis 2025: Musiad Uk`ye yeniden uye oldum. Yeni yonetim Londra`da unlu Sofra lokantasinda yeni uyelere yonelik kahvalti ve kaynasma etkinligi gerceklestirdi. Sofra lokantasina gitmeyi uzun zamandir istiyordum. Mekan Bond Street`te Londra Merkezinde. Yaklasik 25 kisilik bir grup erkenden toplandik, konusmalardan sonra kahvaltiya gectik. Oglen gibi Huseyin Ozer geldi. Musiad Uk yonetim kurulu uyesi olarak bizleri mekaninda agirladi. Huseyin Ozer`le fotograf cektirdim, hikayesini gazetelerden okudugum basarili bir is insaniyla Londra`da ayni ortamda bulunmak deger katiciydi. Hemen ona bana ingiltere icin ne tavsiye edersiniz deneyimlerinizden dedim. Dedi ki, durust olacaksiniz, durust olacaksiniz caliskan olacaksiniz bu ulke bana bu iki sey sayesinde her seyi verdi uyanik olmayacaksiniz dedi. Ben kendime kucukken soz verdim durust olacagim diye oyle de oldum dedi. Guzel bir ogut. Enerjisi yuksek bir insan. Ogrenilecek cok sey, gidilecek cok yol var. 

Etkinlik sonrası, Bursa Food Point UR-GE projesi kapsamında düzenlenen B2B görüşmelere katıldık. Şekerleme sektöründe Türkiye'nin önde gelen üretici firmaları, İngiltere pazarına açılmak için Londra'daydı. 🍬🇹🇷🤝🇬🇧








24 Haziran 2025: 4.Arap Ingiliz Ekonomik Zirvesine katildim, Doha`da tanistigim ve o zamandan beri destegini benden esirgemeyen dostum Firoz Syed bana etkinligin linkini gondermisti. Bu 10 yillik seruvenimde turlu turlu insanlarla tanistim, iyisi kotusu, destek olani asagi cekeni cok sukur bugunlere geldim. Boyle bir zirveye hem Londra Ticaret odasi uyesi olarak hem de Musiad UK uyesi olarak katildim. Basladigim yerle geldigim nokta arasina bazen ben bile inanamiyorum. Bugunlerde Dubai`ye iki yukleme hazirligim var, beyannamem acilinca gercekten ilk transit ticaretimi gerceklestirmis olacagim, bu gercekten senelerdir hayalini kurdugum bir projeydi, Hatta ilk kendi isime baslayinca Gokce arkadasim Fatma insanlar ilk ihracatini 10 sene sonra yapiyorlar demisti ben de yok artik demistim. Hakikaten 2015-2025 aracilik yaptiklarim haric ilk ihracatim 10.senemde gerceklesecek saniyorum. Etkinlikte Ingiltere`de yasayan Arap ve Ingiliz is insanlariyla tanisip is gelistirme imkani bulabildim. Kendimi hic olmadigim kadar hazir hissediyorum, artik her sey benden yana kapilar acildi.
Bugun kariyerimde gosterdigim basarilarin bazen yoneticilerimin golgesi altinda kaldigini fark ettim. Iyi ki kendime inanmisim, kendim icin cok daha guzel bir kariyer hayal etmisim, cok sukurler olsun murad ettigimiz seylerin olmasi icin nedenler ve sebepler yaratan yuce Yaratici`ya. Yeteneginizi, emeginizi, cabanizi kucumsemeye kalkan insanlarla her zaman karsilasabilirsiniz, is hayati uzun soluklu bir yolculuk, her bir insanin yolculugu kendine ozel ve bir ise kalkistiginizda kimseden onay almak zorunda degilsiniz, Bazen guzel secimler yapmanin cok zor oldugu anlar maalesef geliyor, o durumlarda saglam durusta olabilmek cok onemli. Bu konuda bizleri sabirla egiten Suleymaniye Vakfi Kurucusu ve Baskani Profesor Abdulaziz Bayindir`a tesekkurlerimi sunarim. Bir cocugun yetismesi icin bir koy gerekiyormus, bir is insanin yetismesi icinse yuzlerce kisi. 







07 Temmuz 2025: Bugun benim icin cok anlamli bir gun. Ingiltere`de kalici oturuma basvurmak icin son etabi da basariyla tamamladim. 07 Temmuz 2028 e kadar vize uzatmam geldi. Cok sukur. Ingiltere`de gocmen kurallarinin degismesi gundemde o nedenle kalici oturuma ne kadar erken basvurursam o kadar iyi. Bu sene oldukca zorlayici gecti ama bu vize haberi ile buyuk bir sevinc yasadim, kalici oturumla birlikte vizem uzerindeki butun kisitlamalar kalkacak. 18 Aralik 2020 de bu ulkeye ayak basmistim, aradan 4.5 yil gecti ve kac defa tokezledigimi olmayacak galiba diye ara ara karamsarliga kapildigimi biliyorum ama icimde hep guzel bir umut vardi. Insallah oncelikle dogdugum ulkem, ailem, yakinlarim ve sonra beni aralarina alan Ingiltere icin faydali isler yapabilirim. `Başarılı olmam ancak Allah’a bağlıdır. Ben sadece O’na güvenip dayandım. Ben, sadece O’na yönelirim` Bu yolculukta bana yardimci olan birebir tanidigim onlarca insan, hic tanimadigim yuzlerce insanin ve teknolojinin yardimiyla bugunlere geldim. Insallah bugunden sonra hayatda cok daha basarili olacagim, yollar acildi. Islerimde de guzel gelismeler var. Oncelikle senelerce hayalini kurdugum bir sey oldu. Dubai`de ki musterime su sattim ve su anda bir konteyner uzerinde 22 palet su yolda salina salina Dubai yolcusu. Kendi adima ilk defa beyanname acildi, beyanname uzerinde kendi ismimi gormek cok gurur vericiydi. Ayrica Istanbul`dan yine ayni firmaya enerji icecegi yolluyoruz, yukleme gecen hafta basladi ve son anda bir aksilik oldu, kamyon 5 gundur fabrika bahcesinde bekliyordu. Ilk yuklememde boyle bir sorun yasamak cok ogretici oldu, cok stresliydi. Kendime neden boyumu asan islere kalkistigimi sordugum anlar, herseyi bir kenara birakip kacasim geldi. Cok sukur, neyse ki `bütün işlerin sonu Allah'a dayanır` bugun kamyon serbest kaldi isler ilerliyor. 













Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadın-Erkek ilişkisine kültürel bir bakış

Hayatta bir numara nasıl olursunuz?